Translation of "Sanatçı" in English

0.009 sec.

Examples of using "Sanatçı" in a sentence and their english translations:

Doğuştan sanatçı.

- He is by nature an artist.
- He is a born artist.

Sanatçı bağırdı.

The artist exclaimed.

Sanatçı yetenekli.

The artist is gifted.

Sanatçı ruhlu musun?

Are you artistic?

Tom doğuştan sanatçı.

Tom is a born artist.

Tom bir sanatçı.

Tom is an artist.

O doğuştan sanatçı.

He was born an artist.

Bir sanatçı seçti.

She selected an artist.

- Bu adam bir sanatçı!
- Bu herif bir sanatçı!

This fellow is an artist!

Herkes sanatçı olmak istemez.

Not everybody wants to be an artist.

Bir sonraki sanatçı harikadır.

The next artist is amazing.

Yidir evrensel bir sanatçı.

Yidir is a universal artist.

Bu adam bir sanatçı!

This fellow is an artist!

O doğuştan bir sanatçı.

He is a born artist.

Tom ünlü bir sanatçı.

Tom is a famous artist.

Tom yetenekli bir sanatçı.

Tom is a gifted artist.

O yaratılıştan bir sanatçı.

He is by nature an artist.

Ben çok sanatçı değilim.

I'm not much of an artist.

Tom da bir sanatçı.

Tom is also an artist.

Ben bir sanatçı değilim.

I'm not an artist.

O gerçek bir sanatçı.

She's a true artist.

O başarılı bir sanatçı.

He's an accomplished artist.

Sanırım Tom sanatçı ruhlu.

- I think Tom is artistic.
- I think that Tom is artistic.

O ünlü bir sanatçı.

- He is a famous artist.
- He's a famous artist.

O sanatçı çok popülerdir.

- That artist's very popular.
- That artist is very popular.

Onların ikisi de sanatçı.

They're both artists.

Tom harika bir sanatçı.

Tom is a great performer.

Tom bir sanatçı değil.

Tom isn't an artist.

Mary parlak bir sanatçı.

Mary is a brilliant artist.

O parlak bir sanatçı.

He's a brilliant artist.

En sevdiğin sanatçı kimdir?

Who's your favorite artist?

O biraz bir sanatçı.

He is something of an artist.

O genç bir sanatçı.

She is a young artist.

- Onların CD'leri bir sanatçı tarafından düzenlendi.
- CD'lerini sanatçı adına göre düzenlediler.

They organized their CDs by artist.

Birçok sanatçı duygularını sanatına koyar.

Many artists put their feelings into their art.

Benimle birlikte binlerce sanatçı da

and so are hundreds of thousands of artists

Sanatçı ruhlu bir ailede yetişti.

He was raised in an artistic family.

Her insan bir sanatçı olamaz.

Every man can't be an artist.

O büyük bir sanatçı oldu.

She became a great artist.

O çok yetenekli bir sanatçı.

- She's a very talented artist.
- He's a very talented artist.

O da bir görsel sanatçı.

She's also a visual artist.

Tom çok yetenekli bir sanatçı.

Tom is a very talented artist.

Senin bir sanatçı olduğunu duydum.

I hear you're an artist.

Bir sanatçı olmak için okuyorum.

I'm studying to be an artist.

Bir sanatçı olduğumu hiç söylemedim.

I never said I was an artist.

Bu sanatçı genç yaşta öldü.

This artist died young.

Tom yüksek seviyede bir sanatçı.

Tom is a high performer.

Tom çok iyi bir sanatçı.

Tom is a very good artist.

Sanatçı trapezten baş aşağı asıldı.

The artist was hung upside down from the trapeze.

John büyük bir sanatçı oldu.

John grew up to be a great artist.

Gelecekte ünlü bir sanatçı olacak.

She will be a famous artist in the future.

Tom büyük bir sanatçı oldu.

Tom became a great artist.

Mary bir sanatçı olmak istiyor.

Mary wants to be an artist.

Tom bir sanatçı olmak istiyor.

Tom wants to be an artist.

Tom, babası gibi bir sanatçı.

Tom is an artist like his father.

Tom bir sanatçı olmak istemiyor.

Tom doesn't want to be an artist.

Tom bir sanatçı olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be an artist.

Boston'da birçok ünlü sanatçı yaşıyor.

Many famous artists live in Boston.

Tom bir sanatçı, değil mi?

Tom is an artist, isn't he?

- O sanatçı çok popülerdir.
- O ressam çok popülerdir.
- O sanatçı çok sevilir.

- That artist's very popular.
- That artist is very popular.

Sanatçı her zaman yalnız resim yapmıştır.

The artist always painted alone.

O, çok iyi bir sanatçı değil.

He is not much of an artist.

- Herkes sanatçı olamaz.
- Herkes artist olamaz.

Not everybody can be an artist.

Bir sanatçı gözüyle,bu değerlidir, duyarım.

To the eye of an artist, this is valuable, I hear.

Tom çok iyi bir sanatçı değil.

Tom isn't much of an artist.

O iyi bir sanatçı ve fotoğrafçıydı.

She was a fine artist and photographer.

Sadece bir sanatçı hayatın anlamını yorumlayabilir.

Only an artist can interpret the meaning of life.

Ben çok iyi bir sanatçı değilim.

I'm not a very good artist.

Tom bir sanatçı ve bir fotoğrafçı.

Tom is an artist and a photographer.

Bence Tom oldukça iyi bir sanatçı.

- I think Tom is a pretty good artist.
- I think that Tom is a pretty good artist.

Tom bana bir sanatçı olduğunu söyledi.

- Tom told me he was an artist.
- Tom told me that he was an artist.

Tom Mary'nin bir sanatçı olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was an artist.

- Sanatçı olduklarını söylediler.
- Ressam olduklarını söylediler.

They said they were an artist.

Tom ünlü bir sanatçı olmak istiyor.

Tom wants to become a famous artist.

Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.

We almost expect the artist to be a struggling artist.

Zavallı adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.

The poor man finally became a great artist.

O alanında yeterli bir sanatçı olarak bilinir.

He is known as a proficient artist in his field.

Bu çömlek yerel bir sanatçı tarafından yapıldı.

This pottery is made by a local artist.

- O, bir doğuştan sanatçı.
- Yetenekli bir sanatçıdır.

She is a gifted artist.

Kendisi mekanları tasvir etmede sanatçı yeteneğini kullanıyor.

She uses her talent as an artist to describe places.

Her zaman bir sanatçı olman gerektiğini düşündüm.

- I always thought you should've been an artist.
- I always thought you should have been an artist.

Bu kitabı resimlemiş olan sanatçı çok iyi.

The artist who illustrated this book is very good.

Tom ve Mary her ikisi de sanatçı.

Tom and Mary both are artists.

Tom senin iyi bir sanatçı olduğunu söylüyor.

Tom says you're a good artist.

Onlar duvarı boyamak için bir sanatçı seçtiler.

They selected an artist to paint the wall.

Zavallı genç adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.

The poor young man finally became a great artist.

- O bir sanatçı olamaz.
- O bir ressam olamaz.

He cannot be an artist.

- Ben sanatçı olmak istiyorum.
- Ben ressam olmak istiyorum.

I want to be an artist.