Translation of "Sallayarak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Sallayarak" in a sentence and their english translations:

Annesi başını sallayarak kıkırdadı.

Her mother nodded and laughed.

Tom başını sallayarak onayladı.

Tom nodded his head in agreement.

Bana el sallayarak gitmemi istedi.

He waved me away.

O, elini sallayarak onu selamladı.

She greeted him waving her hand.

Tom başını sallayarak evet dedi.

- Tom nodded affirmatively.
- Tom nodded yes.

Tom başını sallayarak kabul etti.

Tom nodded in agreement.

Tom elini sallayarak Mary'yi selamlıyor.

Tom greets Mary by waving his hand.

Tom el sallayarak veda etti.

Tom waved goodbye.

Kuş kuyruğunu sallayarak ağaçta oturuyordu.

The bird was sitting in the tree wagging its tail.

Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.

The dog followed its master, wagging its tail.

Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti

Tom signaled Mary with a nod.

Köpek kuyruğunu sallayarak sahibini takip ediyordu.

The dog, wagging its tail, followed its master.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

A man shouted something, waving his hand.

Bir köpek yavrusu kuyruğunu sallayarak beni izledi.

A puppy followed me wagging its tail.

Bir cevap yerine başını sallayarak hayır dedi.

Instead of a response, he shook his head no.

O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.

She shouted and threatened a policeman by brandishing a knife.

- Sadece buraya giremezsiniz.
- Buraya elini kolunu sallayarak giremezsin.
- Buraya böyle çat kapı giremezsin.
- Buraya öyle kafan estiğinde giremezsin.
- Buraya öylece giremezsiniz.

You can't just walk in here.