Translation of "Sakinleştirmeye" in English

0.003 sec.

Examples of using "Sakinleştirmeye" in a sentence and their english translations:

Onu sakinleştirmeye çalışıyorum.

I'm trying to calm her down.

Tom Mary'yi sakinleştirmeye çalışıyor.

- Tom is trying to calm Mary down.
- Tom has been trying to calm Mary down.

Tom, Mary'yi sakinleştirmeye çalıştı.

Tom attempted to calm Mary down.

Dan köpeğini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Dan was trying to calm his dog.

Tom Mary'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.

Tom was trying to calm Mary down.

Sami, Leyla'yı sakinleştirmeye çalıştı.

Sami tried to calm Layla.

Sami, Leyla'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.

Sami was trying to calm down Layla.

Sami çaresizce Ferit'i sakinleştirmeye çalıştı.

Sami desperately tried to calm Farid down.

Tom ve Mary, John'u sakinleştirmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to calm John down.

Bir içkinin beni sakinleştirmeye yardımcı olacağını düşünüyorum.

I think a drink would help me calm down.

O koltuğa otur ve kendini sakinleştirmeye çalış

Sit down on that chair and try to calm yourself.

- Tom durumu sakinleştirmeye çalıştı.
- Tom durumu yatıştırmaya çalıştı.

Tom tried to defuse the situation.

Tom Mary'yi sakinleştirmeye çalıştı ama o ağlamaya devam etti.

Tom tried to comfort Mary, but she kept crying.

- Mary ninni söyleyerek Tom'u yatıştırmaya çalıştı.
- Mary bir ninni söyleyerek Tom'u sakinleştirmeye çalıştı.

- Mary tried to comfort Tom by singing him a lullaby.
- Mary tried to mollify Tom by singing him a lullaby.