Translation of "Onurlu" in English

Tom onurlu.

Tom is honorable.

Ben onurlu hissediyorum.

I feel honored.

Tom çok onurlu görünüyor.

Tom looks very dignified.

Tom onurlu bir adam.

Tom is an honorable man.

- Tom'un gerçekten onurlu olduğunu biliyorum.
- Tom'un çok onurlu olduğunu biliyorum.

- I know Tom was truly honored.
- I know that Tom was truly honored.

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

With grace, they were closing this factory.

Tom çok onurlu bir adamdır.

Tom is a man of honor.

Ben onurlu bir ölümü tercih ederim.

I would prefer an honorable death.

Senin onurlu bir adam olduğunu sandım.

- I thought you were a man of honor.
- I thought that you were a man of honor.

Onurlu bir şey yapmalısın ve istifa etmelisin.

You should do the honorable thing and resign.

Utanç içinde yaşamaktansa onurlu ölmek daha iyidir.

- An honourable death is better than a shameful life.
- An honorable death is better than a shameful life.
- It is better to die honorably than to live in disgrace.

Allah bu devleti ve bu onurlu mahkemeyi korusun.

God save this state and this honorable court.

Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.

You must avoid misbehaving in order to be a honourable person.

Bizim toplumumuzda, hem onurlu insanlar hem de dolandırıcılar vardır.

In our society, there are both honorable people and swindlers.

Onurlu bir ölüm utanç verici bir yaşamdan daha iyidir.

- An honourable death is better than a shameful life.
- An honorable death is better than a shameful life.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

I like him not because he is kind but because he is honest.

- Tom çok onurlu bir adamdır.
- Tom çok oturaklı bir adamdır.

Tom is a very dignified man.

Anne, en onurlu tavrıyla "Sorunun ne olduğunu açıklar mısın?" diye sordu.

"Will you explain what the trouble is?" asked Anne, in her most dignified manner.

Eğer balık olarak doğmuşsan, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar bilgiliyim.

I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan.