Translation of "Lisans" in English

0.007 sec.

Examples of using "Lisans" in a sentence and their english translations:

- Lisans öğrencileriyiz.
- Lisans öğrencisiyiz.

We're undergrads.

Yüksek lisans öğrencisiyim.

I'm a graduate student.

Lisans anlaşmasını okudun mu?

Did you read the license agreement?

- Tom'un yüksek lisans derecesi var.
- Tom'un yüksek lisans diploması var.

Tom has a master's degree.

Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.

He continued his studies at graduate school.

Tom bir artistik lisans aldı.

Tom took some artistic license.

Mary bir yüksek lisans öğrencisidir.

Mary is a graduate student.

Matematikte yüksek lisans derecem var.

I have a master's degree in mathematics.

Ben bir lisans derecesi aldım.

I earned a bachelor's degree.

Tom çeviride lisans kursu öğretiyor.

Tom teaches an undergraduate course in translation.

- Makine mühendisliğinde yüksek lisans derecem var.
- Makine mühendisliğinde yüksek lisans diplomam var.

I have a master's degree in mechanical engineering.

Fakat lisans ders içeriklerinin gereksinimleri yetersiz,

but short of overhauling undergraduate course requirements,

Sosyal hizmetlerde yüksek lisans eğitimi alabildi

So then he was able to get a master's in social work,

Tom yüksek lisans okuluna gitmek istiyor.

Tom wants to go to graduate school.

Tom yüksek lisans eğitimi üzerinde çalışıyor.

Tom is working on his master's degree.

Tom yüksek lisans öğrencisi, değil mi?

Tom is a graduate student, isn't he?

Mühendislik alanında yüksek lisans yapmaya çalışıyor.

He is working toward a master's degree in engineering.

Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.

Of course, a license is needed to operate a crane.

O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.

He has a master's degree in mathematics.

- Tom master öğrencisi.
- Tom yüksek lisans öğrencisi.

Tom is a graduate student.

İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.

Master's degrees in Britain are not very common.

Uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans yapmayı planlamıştı.

He planned to seek a master's degree in international relations.

Tom lisans üstü eğitim birimine gitmek istemedi.

Tom didn't want to go to grad school.

- Yüksek lisans yapmayı planlıyorum.
- Master yapmayı planlıyorum.

I'm planning to go to graduate school.

Ve bu oluşumun üniversitelerde lisans dersi olarak verilmesi,

and that development will be an undergraduate course at universities,

Artık olmadığı için yüksek lisans mezunu biri olarak,

in a position to pay my own rent and bill

Bana, üç yüksek lisans programımdan ikisinde torpil yaptılar.

I got preferential treatment in two out of my three graduate school programs.

Yüksek lisans tezinin savunması sadece önümüzdeki aya rastlıyor.

The defense of the master thesis is just happening next month.

Tom ve ben birlikte lisans üstü eğitim kurumundaydık.

Tom and I were in grad school together.

O, Roma Üniversitesinin yüksek lisans öğrencisi değil mi?

Isn't he the graduate student of the University of Rome?

Yüksek lisans eğitimini finanse etmek için çeşitli yollar vardır.

There are several ways to fund postgraduate study.

Dil eğitimi için ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimi için

for language education and also for graduate education

- Yüksek lisans yapmayı planlıyorum.
- Master yapmayı planlıyorum.
- Doktora yapmayı planlıyorum.

I'm planning to go to graduate school.

- Ben geçici bir ruhsat aldım.
- Ben geçici bir lisans aldım.

I've got a provisional licence.