Translation of "Konuşmuyorum" in English

0.008 sec.

Examples of using "Konuşmuyorum" in a sentence and their english translations:

Seninle konuşmuyorum.

I'm not speaking to you.

Almanca konuşmuyorum.

I don't speak German.

Arapça konuşmuyorum.

I don't speak Arabic.

İbranice konuşmuyorum.

I don't speak Hebrew.

Tom'la konuşmuyorum.

- I don't speak to Tom.
- I'm not speaking to Tom.

İsveççe konuşmuyorum.

I don't speak Swedish.

İrlandaca konuşmuyorum.

I don't speak Irish.

Fince konuşmuyorum.

I don't speak Finnish.

Japonca konuşmuyorum.

- I don't speak Japanese.
- I couldn't speak Japanese.
- I can't speak Japanese.

Esperanto konuşmuyorum.

I don't speak Esperanto.

Ben seninle konuşmuyorum.

I'm not talking to you.

Ben Lojban konuşmuyorum.

I don't speak Lojban.

Artık onunla konuşmuyorum.

I don't talk to her anymore.

Ben Rusça konuşmuyorum.

I don't speak Russian.

Fransızcayı iyi konuşmuyorum.

I don't speak French well.

Seninle konuşmuyorum, Tom.

I'm not talking to you, Tom.

Tom'la ilgili konuşmuyorum.

I'm not talking about Tom.

Üzgünüm, İngilizce konuşmuyorum.

I'm sorry, I don't speak English.

Üç dil konuşmuyorum.

I don't speak three languages.

Artık Tom'la konuşmuyorum.

I don't talk to Tom anymore.

İyi Esperanto konuşmuyorum.

I don't speak Esperanto well.

Ben Tom'la konuşmuyorum.

I'm not talking to Tom.

Onun hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about her.

Artık onlarla konuşmuyorum.

I don't talk to them anymore.

Ben Bengalce konuşmuyorum.

- I don't speak Bengali.
- I don't speak Bangla.

Senin hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about you.

Onlar hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about them.

Ben Japonca konuşmuyorum.

I do not talk in Japanese.

Onun dilini konuşmuyorum.

I don't speak his language.

Artık seninle konuşmuyorum.

I'm not talking to you anymore.

Çok Fransızca konuşmuyorum

I don't speak much French.

Ben onun hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about that.

Ben hiç Esperanto konuşmuyorum.

I don't speak any Esperanto at all.

Neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

I speak almost no French.

- İsveççe konuşmuyorum.
- İsveççe bilmiyorum.

I don't speak Swedish.

Üzgünüm, ben Fransızca konuşmuyorum.

I'm sorry, I don't speak French.

Artık asla Fransızca konuşmuyorum.

I never speak French anymore.

Şimdi onun hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about that now.

Ben hâlâ seninle konuşmuyorum.

I'm still not talking to you.

Neredeyse komşularımla hiç konuşmuyorum.

I hardly ever talk to my neighbors.

Neden şimdi Tom'la konuşmuyorum?

Why don't I just talk to Tom?

Üzgünüm, ben Macarca konuşmuyorum.

I'm sorry, I don't speak Hungarian.

Neden sadece onlarla konuşmuyorum?

Why don't I just talk to them?

Neden sadece onunla konuşmuyorum?

Why don't I just talk to him?

Ben onun dilini konuşmuyorum.

- I don't speak his language.
- I don't speak her language.

Seninle konuşmuyorum. Maymunla konuşuyorum.

I'm not talking to you. I'm talking to the monkey.

Ben aslında çok konuşmuyorum.

I don't really talk a lot.

Ben artık Tom'la konuşmuyorum.

I don't speak to Tom now.

Ben artık onunla konuşmuyorum.

I don't speak to her now.

Ben de Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French either.

Çok sık Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French very often.

Her gün Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French every day.

Sadece Tom hakkında konuşmuyorum.

I'm not talking about just Tom.

Fransızcayı çok iyi şekilde konuşmuyorum.

I don't speak French very well.

Fransızcayı hâlâ çok iyi konuşmuyorum.

I still don't speak French very well.

Artık neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

I hardly ever speak French anymore.

Bugünlerde neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

I hardly ever speak French nowadays.

Ben iki haftadır Luis'le konuşmuyorum.

I haven't spoken with Luis for two weeks.

Artık neredeyse Tom'la hiç konuşmuyorum.

I hardly ever talk to Tom anymore.

Gerçekten başka bir şey konuşmuyorum.

I speak nothing but the truth.

Ben çok iyi Mandarin konuşmuyorum.

I don't speak Mandarin very well.

Bu şey hakkında onunla konuşmuyorum.

I do not speak to him about this thing.

Tom'la eskisi kadar çok konuşmuyorum.

I don't talk with Tom as much as I used to.

- Benimle konuşma çünkü artık seninle konuşmuyorum.
- Benimle konuşmayın çünkü artık sizinle konuşmuyorum.

Don't talk to me because I'm no longer talking to you.

- Ben Quenya bilmiyorum.
- Ben Quenya konuşmuyorum.

I don't speak Quenya.

Üzgünüm, ben Esperantoyu çok iyi konuşmuyorum.

Sorry, I don't speak very well Esperanto.

- Hiç Fransızca konuşmam.
- Hiç Fransızca konuşmuyorum.

- I don't speak a word of French.
- I don't speak any French.

Ben o kadar iyi Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French all that well.

Üzgünüm ama Esperantoyu çok iyi konuşmuyorum.

I'm sorry but I don't speak Esperanto very well.

Konuşabildiğimi düşündüğün kadar iyi Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French as well as you think I can.

Fransızca konuşmuyorum ama onu biraz anlayabiliyorum.

I don't speak French, but I can understand it a bit.

Herhangi biriyle neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

I hardly ever speak French with anybody.

- Ben Macarca konuşmuyorum.
- Ben Macarca bilmiyorum.

I don't speak Hungarian.

Ben eskisi kadar sık Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French as often as I used to.

Ben eskisi kadar çok Fransızca konuşmuyorum.

I don't speak French as much as I used to.

- Hayır, İngilizce bilmiyorum.
- Hayır, İngilizce konuşmuyorum.

- No, I can't speak English.
- No, I don't speak English.

Artık neredeyse Tom ile hiç konuşmuyorum.

I hardly ever speak to Tom anymore.