Translation of "Kaplı" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kaplı" in a sentence and their english translations:

- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.

The desk is covered with dust.

Gökyüzü bulutlarla kaplı.

The sky is covered with clouds.

Duvarlar kanla kaplı.

The walls are covered with blood.

Kitaplar tozla kaplı.

The books are covered in dust.

- Dağ kar ile kaplı.
- Dağ, kar ile kaplı.

The mountain is covered with snow.

- Karlı kaplı dağlara bak.
- Karla kaplı dağlara bak.

Look at the mountains covered with snow.

Dağın zirvesi karla kaplı.

The summit of the mountain is covered with snow.

Bütün şehir karla kaplı.

The whole city is covered with snow.

Gökyüzü bugün bulutlarla kaplı.

The sky is covered with clouds today.

Tom çamurla kaplı döndü.

Tom came back covered in mud.

Dağ kar ile kaplı.

The mountain is covered with snow.

Yüzün meni ile kaplı.

Your face covered with cum.

Bıçaklar pas ile kaplı.

The knives are covered with rust.

Caddeler eski mağazalarla kaplı.

The streets are lined with old shops.

Tepe karla kaplı olurdu.

The hill used to be covered in snow.

Tom kanla kaplı bulundu.

Tom was found covered in blood.

Yanni'nin vücudu dövmelerle kaplı.

Yanni is heavily tattooed.

Çocuk yüzü çamurla kaplı döndü.

The boy returned with his face covered with mud.

Arabam güvercin pisliği ile kaplı.

My car is covered in pigeon shit.

Burada her şey tozla kaplı.

Everything here is covered in dust.

Tom sümüklü yapışkan maddeyle kaplı.

Tom is covered in slimy goo.

Tom kir ve pislikle kaplı.

Tom is covered in dirt and grime.

Tom eve çamurla kaplı geldi.

Tom came home covered with mud.

Benim havlum kırmızı karıncalarla kaplı!

My towel is covered in red ants!

Tom'un masası malzeme ile kaplı.

Tom's desk is covered with stuff.

Dağın zirvesi taze karla kaplı.

The summit of the mountain is covered with fresh snow.

Bir teflon kaplı tava almalıydın.

You should have bought a Teflon-coated pan.

Tom'un odasının duvarları posterlerle kaplı.

The walls of Tom's room are covered with posters.

Ayasofya neredeyse mermer ile kaplı diyebiliriz

We can say that Hagia Sophia is almost covered with marble.

Dağ tüm yıl boyunca karla kaplı.

The mountain is covered with snow all the year round.

Dağın tepesi her zaman karla kaplı.

The top of the mountain is always covered with snow.

Karla kaplı dağ zirvesini görebiliyor musun?

Can you see the mountain peak covered with snow?

Tepesi karla kaplı olan dağa bak.

Look at the mountain whose top is covered with snow.

Sami yapraklarla kaplı bir bulvarda yaşıyordu.

Sami lived on a leafy avenue.

- Gökyüzü yıldızla kaplı.
- Gökyüzü yıldızlarla bezeli.

The sky is strewn with stars.

Tarantula, gördünüz mü? Bakın, üzeri kumla kaplı.

Tarantula, see him? Look, he's totally covered in the sand.

Tepesi karla kaplı olan dağın adı nedir?

What is the name of the mountain whose top is covered with snow?

Tom toz kaplı ön cama adını yazdı.

Tom wrote his name on the dust-covered windshield.

Gemi, kalın sisle kaplı, şafakta yola çıktı.

The ship, covered in thick fog, set sail at dawn.

Bütün sene boyunca bu dağ karla kaplı.

This mountain is covered with snow all year round.

Bebek çikolata kaplı elini mama önlüğüne sildi.

The baby wiped his hands covered in chocolate on his bib.

Tepesi karla kaplı olan dağ Fuji Dağıdır.

The mountain whose top is covered with snow is Mt. Fuji.

Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?

Have you ever eaten chocolate-covered popcorn?

Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.

With winter coming on, the mountains will soon be covered with snow.

Kütüphanenin ortasında tamamen dergilerle kaplı bir masa vardı.

In the middle of the library there was a table completely covered with magazines.

Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?

Can you see that mountain with the snow-covered peak?

Karla kaplı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.

Dün Mary bana mavi kaplı bir kitap verdi.

- Yesterday Mary gave me a book the cover of which was blue.
- Yesterday, Mary gave me a book with a blue cover.

- Arabam güvercin pisliği ile kaplı.
- Arabam güvercin dışkısıyla kaplıdır.

My car is covered with pigeon poop.

Kadınlarımı bademlerimi sevdiğim gibi severim: pişmiş ve çikolata kaplı.

I like my women like I like my almonds: baked and covered in chocolate.

Küçük bir orman deresi yosun kaplı ağaçların arasında akıyordu.

A small forest brook flowed between the moss-covered trees.

- Tom'un arabasının camları filmli.
- Tom'un arabasının camları film kaplı.

Tom's car has tinted windows.

Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin.

So imagine a landscape filled with all pine trees and ferns.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Eyes covered with skin and fur render her totally blind.

Onun çamurla kaplı yüz aşağı yattığını gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.

I couldn't help laughing when I saw him lying face down covered with mud.

- Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Karla kaplı şu dağa bak.

Look at that mountain which is covered with snow.

Bu tropik adanın palmiye ağaçları ile kaplı güzel beyaz kumlu plajları var.

This tropical island has beautiful white sand beaches lined with palm trees.

Iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.

than getting into that big old barrel cactus that's covered in these spines and also these little hairs.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.

Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.

That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.