Translation of "Kaçmayı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kaçmayı" in a sentence and their english translations:

Kaçmayı seçiyoruz.

So, we're choosing "run"?

O kaçmayı başardı.

He managed to escape.

Tom kaçmayı başardı.

Tom managed to escape.

Nasıl kaçmayı başardınız?

How did you manage to escape?

Tom kaçmayı başaramadı.

Tom failed to escape.

Fadil kaçmayı başardı.

Fadil managed to get away.

Tam zamanında kaçmayı başardık.

We managed to escape just in time.

Dan yetkililerden kaçmayı başardı.

Dan managed to escape the authorities.

Tom nasıl kaçmayı başardı?

How did Tom manage to get away?

Tom hücresinden kaçmayı başardı.

Tom managed to escape from his cell.

Tom asla kaçmayı denemedi.

Tom has never attempted to escape.

Tom pencereden kaçmayı başardı.

Tom managed to escape through the window.

O zar zor kaçmayı başardı.

She had a narrow escape.

Tom bir pencereden kaçmayı başardı.

Tom managed to escape through a window.

Tom tam zamanında kaçmayı başardı.

Tom managed to escape just in time.

Mary batan kamyonetten kaçmayı başardı.

Mary managed to escape from the sinking van.

Tom yıllarca kanundan kaçmayı başardı.

Tom has managed to evade the law for years.

Savaştan sonra, Güney Amerika'ya kaçmayı başardı.

After the war, he managed to escape to South America.

Savaştan sonra, Güney Amerika'dan kaçmayı başardı.

After the war, he managed to escape to South America.

Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.

Tom informed the warden that John was planning to escape.

- Sami kaçmayı denemedi.
- Sami kaçmaya çalışmadı.

Sami didn't try to escape.

Fidyecilerin kendisini kilitlediği odadan kaçmayı başardı.

He managed to escape from the room where his kidnappers had kept him locked up.

Kaçacak çıkışlar olmasına rağmen kaçmayı reddetmek ve

while refusing to run for any exits

Tom ve Mary tam zamanında kaçmayı başardı.

Tom and Mary managed to escape just in time.

Tom saldırganla mücadele etti ve kaçmayı başardı.

Tom struggled with his assailant and managed to escape.

Onu kaçıranların kendisini kilitlediği odadan kaçmayı başardı.

She managed to escape from the room where her kidnappers had kept her locked up.

FBI Dan'ı tutuklamaya çalıştı ama o kaçmayı başardı.

The FBI tried to apprehend Dan, but he managed to escape.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.

Tom managed to escape from the room where his kidnappers had kept him locked up.

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.

I think it's highly unlikely that we'll be able to escape from this prison.

Kötü hazırlanmış emirler gecikmeye neden oldu ve Koalisyon ordusu kaçmayı başardı.

Badly-drafted orders led to delay, and the Coalition army was able to escape.

Uzay aracının ağır, çok parçalı ambarının tasarımı kaçmayı imkansız hale getirdi.

The design of the spacecraft’s heavy, multi-piece hatch made escape impossible.

Bir zamanlar elde ettikleri ilk fırsatta kaçmayı kafalarına koyan bir İskoçyalı ve bir İngiliz ve bir İrlandalı orduda birlikte hizmet ediyorlardı.

There were once a Scotsman and an Englishman and an Irishman serving in the army together, who took it into their heads to run away on the first opportunity they could get.