Translation of "Kaçar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kaçar" in a sentence and their english translations:

Yarasa ışıktan kaçar.

The bat flees the light.

Bir köpek kaçar.

A dog ran away.

Tom okuldan kaçar mıydı?

Did Tom use to play hooky?

Baban nadiren aşırıya kaçar.

My father rarely goes to extremes.

O hep sorumluluklarından kaçar.

She always runs away from her responsabilities.

Hans aptallığı yüzünden kaçar.

Hans gets away because of his stupidity.

Tom sık sık okuldan kaçar.

Tom often skips class.

Arkadaşım her zaman örümceklerden kaçar.

My friend always runs away from spiders.

Erkek kardeşim sık sık okuldan kaçar.

My brother skips school often.

Bir korkak, ilk tehlike belirtisinde kaçar.

A coward runs at the first sign of danger.

Günde kaç fincan kahve fazla kaçar?

How many cups of coffee a day are too many?

Gençlik kaçar ve asla geri dönmez.

Youth runs away and never comes back.

Yoksulluk ön kapını çaldığında sevgi arka kapıdan kaçar.

When poverty knocks at your frontdoor, loves escapes through the backdoor.

Tom korkutucu. Çocuklar onu gördüğünde onların hepsi kaçar.

Tom is intimidating. When children see him, they all run away.

Tom'un tam olarak kaçar yolu olmayan bir mazareti yok.

Tom doesn't exactly have an airtight alibi.

Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar.

If the only thing that mattered was winning, then we'd be depressed.