Translation of "Kaçırmak" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kaçırmak" in a sentence and their english translations:

- Partiyi kaçırmak istemedim.
- Partiyi kaçırmak istemiyordum.

I didn't want to miss the party.

Helikopteri kaçırmak istemiyorum!

Don't wanna miss that chopper!

Muhalifleri tutuklamak, kaçırmak,

promoted by the United States

Bunu kaçırmak istemiyorum!

I don't want to miss it!

Trenimi kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss my train.

Uçağı kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the plane.

Bunu kaçırmak istemeyeceksin.

You won't want to miss it.

Otobüsü kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the bus.

Bunu kaçırmak istemiyorum.

I wouldn't want to miss this.

Uçuşu kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the flight.

Sınavı kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the exam.

Partiyi kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the party.

Partiyi kaçırmak istemedim.

I wouldn't want to miss the party.

Konserini kaçırmak istemezdim.

I wouldn't want to miss your concert.

Uçağımızı kaçırmak istemiyoruz.

We don't want to miss our flight.

Uçağımı kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss my plane.

Bizi korkutup kaçırmak istiyordu.

I felt as if I was being chased off and scared.

Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss my flight.

Bir şey kaçırmak istemedim.

I didn't want to miss anything.

Gerçekten onu kaçırmak istemiyorum.

I really don't want to miss that.

Bunu kaçırmak isteyeceğini düşünmüyordum.

I didn't think you'd want to miss this.

Tom uçağını kaçırmak istemedi.

Tom didn't want to miss his plane.

Mutlu saati kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss happy hour.

Bir şey kaçırmak istemem.

I wouldn't want to miss a thing.

Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.

Tom doesn't want to miss his flight.

Sami bunu kaçırmak istemiyor.

Sami doesn't want to miss this.

Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss anything.

Son treni kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the last train.

Ya da yırtıcıları kaçırmak için.

Or warn off predators.

Eğer kaçırmak istemiyorsanız göz kırpmayın.

Don't blink if you don't want to miss out.

Tom Mary'yi hapisten kaçırmak istiyor.

Tom wants to break Mary out of jail.

Amacım senin keyfini kaçırmak değildi.

That wasn't my intention to get upset you.

Tom hiçbir şeyi kaçırmak istemedi.

Tom didn't want to miss anything.

Bir araba geçiyor. Onu kaçırmak istemem!

There goes a car. Don't wanna miss that!

Bu tür hatayı gözden kaçırmak kolaydır.

This kind of mistake is easy to overlook.

Bu tür hataları gözden kaçırmak kolaydır.

These kinds of mistakes are easy to overlook.

Tom koşuyor çünkü trenini kaçırmak istemiyor.

- Tom runs because he does not want to miss his train.
- Tom is running because he doesn't want to miss his train.

- Evden erken çıktım çünkü treni kaçırmak istemiyordum.
- Treni kaçırmak istemediğim için evden erken çıktım.

I left home early because I didn't want to miss the train.

Treni kaçırmak istemiyorsan acele etsen iyi olur.

If you don't want to miss the train, you'd better hurry.

Bu tür hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.

It's very easy to miss this kind of mistake.

Altan keyif kaçırmak için hiçbir fırsatı kaçırmaz.

- Altan never misses a chance to be a killjoy.
- Altan doesn't miss a single chance to be a spoilsport.

Dan Linda'yı kaçırmak için polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Dan tried to distract the police to let Linda escape.

Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya

They were the first Europeans to sail directly to sub-Saharan Africa

Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.

Thank you for the generous invitation but we don't want to wear out our welcome.

Ve her Pazartesi ve Perşembe yepyeni videolar yüklediğimizi unutmayın. Hiçbirini kaçırmak istemiyorsanız,

And don’t forget we upload brand new videos every Monday and Thursday so hit that subscribe

Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim.

I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip.