Translation of "Kızdıran" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kızdıran" in a sentence and their english translations:

Onu kızdıran onun sessizliğiydi.

- It was his silence which made her angry.
- It was his silence that made her angry.

Tom'u kızdıran şey budur.

That's what made Tom angry.

Onu kızdıran hiçbir şey söylemedim.

- I said nothing that made her angry.
- I said nothing that made him angry.

Beni gerçekten kızdıran şey bu.

That's what really angered me.

Tom'u kızdıran hiçbir şey söylemedim.

I said nothing, which made Tom angry.

Hiçbir şey söylemedim, onu kızdıran buydu.

I said nothing, which made her angry.

Beni en çok kızdıran aldatılmış olmamdı.

What bugged me most was having been deceived.

Görünüşe göre Tom'u kızdıran bir şey yaptım.

I've apparently done something that made Tom mad.

Merak ediyorum, onu bu kadar kızdıran neydi peki?

What made him so angry then, I wonder?

Mary'yi bu kadar kızdıran Tom'un söylediği şey neydi?

What was it that Tom said that made Mary so angry?

Tom seni bu kadar kızdıran yaptığı şeyi söylemedi.

Tom didn't say what he did that made you so angry.

Beni en çok kızdıran ne biliyor musun Tom?

Do you know what annoys me the most Tom?

Sami onu okulda kızdıran çocuklarla kavga etmeye başladı.

Sami started fighting with kids that teased him at school.

- Seni ne o kadar kızdırdı?
- Seni böyle kızdıran nedir?

What made you so angry?

Tom'un seni bu kadar kızdıran ne yaptığını bana söyler misin?

Would you tell me what Tom did that made you so angry?

- Onu bu kadar kızdıran neydi?
- Onu bu kadar ne sinirlendirmişti?

What made him so angry?

Tom niçin her zaman diğer insanları kızdıran şeyleri yapmaktan hoşlanıyormuş gibi görünüyor?

Why does Tom always seem to like doing things that make other people angry?

- Tom'u nelerin kızdırdığını biliyorum.
- Tom'u kızdıran şeyleri biliyorum.
- Tom nelere sinirlenir, biliyorum.
- Tom neye kızar, bilirim.
- Tom'u nelerin rahatsız ettiğini biliyorum.
- Tom'un nelere rahatsız olduğunu biliyorum.

I know what annoys Tom.