Translation of "Kısmen" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kısmen" in a sentence and their english translations:

Kısmen haklıydım.

I was half right.

Kısmen doğrusun.

You're partially correct.

Kısmen haklıyız.

We're half right.

Kısmen katılıyorum.

I agree to a certain extent.

Kısmen haklıydın.

You were half right.

Kısmen haklısın.

- You're half right.
- You're partly right.

Kısmen sorumlusun.

- You are partially responsible.
- You're partially responsible.

- O kısmen doğru.
- O kısmen haklı.

He's partially right.

- Tom kısmen devre dışıdır.
- Tom kısmen özürlüdür.

Tom is partly disabled.

Kısmen adalet yüzünden

Well, partly, it's because of inertia,

Seni kısmen izleyebilirim.

I can follow you partly.

Bundan kısmen sorumlusunuz.

You are in part responsible for it.

Biz kısmen haklıydık.

We were partly right.

Kapı kısmen açıktı.

The door was partially open.

Sana kısmen katılıyorum.

I'm in partial agreement with you.

O kısmen güzel.

That is moderately beautiful.

Mary kısmen çekici.

Mary is moderately attractive.

Tom kısmen suçlu.

Tom was partly to blame.

Tom kısmen haklıydı.

- Tom was partly right.
- Tom wasn't altogether wrong.

O kısmen doğru.

That's partly true.

O, kısmen doğru.

That's partially correct.

Tom kısmen haklı.

Tom is partly right.

Diller kısmen eşyapılıdır.

Languages are partially isomorphic.

Tom kısmen felçli.

Tom is partially paralyzed.

Tom kısmen hatasızdı.

Tom was partially correct.

Tavan kısmen çöktü.

The ceiling has partially collapsed.

Ben kısmen haklıyım.

I'm partly right.

Kapı kısmen kapalıydı.

The door was partially closed.

İşimi kısmen bitirdim.

I've partially finished my work.

Tom kısmen hatalı.

Tom is partially wrong.

Kısmen bunun sonucu olarak

So partly, as a result of this,

Yani, kısmen onu buldu.

I mean, he sort of found her.

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.

I partly agree with you.

O kısmen ahşaptan yapılmıştır.

It is made partly of wood.

Duvar kısmen sarmaşıkla kaplıdır.

The wall is partly covered with ivy.

Onun hikayesi kısmen doğrudur.

His story is partially true.

Tom kısmen suçlanacak mı?

Is Tom partly to blame?

Bu kısmen senin hatan.

It's partly your fault.

Bu kısmen benim hatam.

It's partly my fault.

Bu kısmen benim hatamdı.

It was partly my fault.

Tom'un kapısı kısmen açıktı.

- Tom's door was partially open.
- Tom's door was half open.
- Tom's door was half shut.

Benim büyükbabam kısmen Hintliydi.

My grandfather was part Indian.

Tom kısmen kendini suçluyor.

Tom partially blames himself.

Herkes kısmen kabul etti.

Everyone agreed to a certain extent.

Tom sadece kısmen haklı.

Tom is only partially right.

Bu makale kısmen doğrudur.

This article is partially correct.

Tom sadece kısmen başarılıydı.

Tom was only partly successful.

Tom kısmen yerli Amerikalı.

Tom is part Native American.

Olanlar için kısmen sorumluyum.

I'm partly responsible for what happened.

Ben kısmen suçlanacağımı biliyorum.

- I know I'm partly to blame.
- I know that I'm partly to blame.

Söylediğin şey kısmen doğru.

What you say is partly true.

Tom kazadan kısmen sorumluydu.

Tom was partly responsible for the accident.

Ve sonra kısmen atmosfere bırakılır.

and then partially released into the atmosphere.

Başarımız kısmen iyi şans nedeniyleydi.

Our success was due in part to good luck.

Onun ölümü kısmen benim hatamdı.

His death was partly my fault.

Kısmen donmuş Delaware nehrini geçtiler.

They crossed the partly-frozen Delaware River.

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.

Tom was only half joking.

Tom'un söylediği sadece kısmen doğru.

What Tom says is only partly right.

Tom bu konuda kısmen haklı.

Tom is partly right on that.

Biz bunun için kısmen sorumluyuz.

We are in part responsible for it.

Tom kısmen sorumlu tutulacağını biliyor.

- Tom knows he's partly to blame.
- Tom knows that he's partly to blame.

Fadıl'ın cesedi kısmen benzinle yakıldı.

Fadil's body was partially burned with gasoline.

Tom kısmen haklı, değil mi?

Tom is partly right, isn't he?

- Yarı haklısın.
- Hemen hemen haklısın.
- Kısmen haklısın.
- Kısmen haklısınız.
- Yarı yarıya haklısın.

You're half right.

Kısmen adaletin her zaman kolay olmamasından.

partly, it's because fairness isn't always easy.

Türbenin çürümesi kısmen asit yağmuru nedeniyledir.

The decay of the shrine is due, in part, to acid rain.

Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.

I partially understand what he means.

Sanırım görüşmenin bozulması için kısmen suçlanacaksın.

I think you're partly to blame for the negotiation breakdown.

Tom'un en azından kısmen suçlanacağını düşünüyorum.

- I think Tom is at least partially to blame.
- I think that Tom is at least partially to blame.

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.

I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.

Some built houses partly underground.

Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.

This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.

Amnezi kısmen veya tamamen hafıza kaybıdır.

Amnesia is a partial or total loss of memory.

Tom Mary'nin kapısını kısmen açık buldu.

Tom found Mary's door partly open.

Onun kısmen benim hatam olduğunu biliyorum.

I know it was partly my fault.

Güneşin ışınları Tom'u kısmen kör etti.

The rays of the sun partially blinded Tom.

Başarılarının kısmen benzersiz bir zihniyete atfedilebileceğine inanıyor…

He believes their success can be attributed, in part, to a unique mindset…

Onunla kısmen aynı fikirdeyim ama tamamen değil.

I agree with him to a certain extent, but not entirely.

Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.

- Tom admitted that it was partially his fault.
- Tom admitted it was partially his fault.

Bu işlevler de kısmen, geçtikleri nöral yollarla ilgili.

And these functions are partly defined by the paths they take.

Kısmen sorumluyuz ve çoğumuz görünmez duvarlara asla takılmayabilir

and many of us may never go knocking on that glass ceiling

Resmi iş ve yatırım yaratılması, ve kısmen borçla.

creation of formal jobs and investment, and partly with debt.

Örneğin, öbür videoda, Almanya'nın zengin olmasının nedeninin kısmen

For instance, in this other video, I told you that Germany became Rich, partly, because

Yükselmiş kiralar için kısmen şiddetli konut sıkıntısı suçlanacaktır.

The severe housing shortage is partly to blame for the inflated rents.

Sanırım bu kısmen benim hatam. Seni uyarmam gerekirdi.

I suppose it's partly my fault. I should have warned you.

Kısmen yeterli bilgiyi alamadığından dolayı Harper'in açıklaması eksik kalıyor.

Partly because he could not receive enough information, Harper's description remains imperfect.

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.

Düşmanları kısmen Berthier'in esinlenmesiyle kendi ordu genelkurmaylarını yeniden biçimlendirmişlerdi. misal.

enemies had reformed their own army general  staffs, partly inspired by Berthier’s example.

- Tilkiler bir dereceye kadar sessiz hayvanlardır.
- Tilkiler kısmen sessiz hayvanlardır.

Foxes are moderately quiet animals.

Visionworks şirketi, birinci gözlüğün fiyatını şişirip ikinci gözlüğün fiyatını kısmen saklayarak...

The suit accuses Visionworks of inflating the price of the first pair of glasses to

Ve tabii ki ... masrafların ödenmesi gerekiyor… Kısmen yavaşlatan daha fazla vergi ile

And of course... expenses have to be paid… partly with more taxes, which slows down the

Joseph Conrad Belçika Kongo'da kendi kişisel deneyime kısmen dayalı olarak "Heart of Darkness"'ı yazdı.

Joseph Conrad wrote "Heart of Darkness" in part based on his personal experience in Belgian Congo.