Translation of "Geyik" in English

0.005 sec.

Examples of using "Geyik" in a sentence and their english translations:

Bir geyik vurduk.

We hit a deer.

Bu geyik sezonu.

It's deer season.

Geyik, yaşamı için kaçtı.

- A deer ran for its life.
- The deer ran for its life.

O bir geyik mi?

Is it a deer?

O geyik avına gitti.

He went deer hunting.

Ormanda pek geyik görmedik.

We didn't see many deer in the forest.

Geyik tek başına koşuyordu.

The deer was running by itself.

Nara'da birçok geyik var.

- In Nara there are lots of deer!
- There are a lot of deer in Nara.

Tom bir geyik vurdu.

Tom shot a deer.

Ben geyik eti pişirdim.

- I cooked deer meat.
- I cooked venison.

Yolda bir geyik vardı.

There was a deer in the road.

Geyik eti sever misin?

Do you like venison?

Geyik avcılar tarafından öldürüldü.

The deer was killed by hunters.

Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.

Deer tracks are easy to identify.

Sami, Alaska'da geyik avlıyordu.

Sami was deer hunting in Alaska.

Nara'da bir sürü geyik var.

- In Nara there are lots of deer!
- There are a lot of deer in Nara.

Dur! Yolda bir geyik var.

Stop! There's a deer on the road.

Geyik güçlü olduğundan daha hızlıdır.

The deer is faster than it is strong.

Çayırda yürüyen bir geyik vardı.

There was a deer walking through the meadow.

Bu bir geyik gibi görünüyor.

It looks like a deer.

Geyik yapmayı kesin, işinize dönün.

Cut the chit-chat and get to work.

Küçük bir geyik yavrusu yaralanmıştı

A little fawn was injured,

Ben ormanda bir geyik gördüm.

I saw an elk in the forest.

Geyik parkın içinde özgürce dolaştı.

The deer roam freely inside the park.

Buralarda sık sık geyik görmüyoruz.

We don't often see deer around here.

Geyik Jane'in üç katı kadar ağırdır.

The deer is three times as heavy as Jane.

Sen hasta bir geyik gördün mü?

Did you see a sick moose?

Tom ve Mary geyik avlamaya gittiler.

Tom and Mary went deer hunting.

Tom'un arabasının önüne bir geyik atladı.

A deer jumped out in front of Tom's car.

Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.

A baby deer can stand as soon as it's born.

Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.

But look, also over here, some fire sticks.

- Sohbette iyi değilim.
- Geyik muhabbeti yapmakta iyi değilimdir.

I'm not good at small talk.

Kendimi far ışığı tutulmuş bir geyik gibi hissettim.

I felt like a deer in the headlights.

Tom Alaska'ya taşınana kadar hiç bir geyik görmemişti.

Tom had never seen a moose until he moved to Alaska.

Leyla başlangıçta cesedin bir geyik leşi olduğunu düşündü.

Layla initially thought the body was a deer carcass.

Pekâlâ, demek bu geyik boynuzlarından sıvı çıkarmaya çalışmamı istiyorsunuz?

Okay, so you want me to try and get some fluids out of these fire sticks.

Çin'in sosyal medya platformlarından kullanıcılarla tabiri caizse geyik yapmak

a similar end was waiting for two chatbots

Norveç'te 300'den fazla geyik, bir yıldırım tarafından öldürüldü.

More than 300 reindeer were killed by a lightning strike in Norway.

Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır ve bu bitkinin sıvısını almak

But if these are fire sticks that can hydrate you fine, this is going to be a lot easier to get fluids out of,

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır

Even just getting it on your skin can cause instant burns and blisters. But if these are the fire sticks that can hydrate you fine,

Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi.

This species of deer is so elusive that only two have ever been photographed in the wild.

Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.

A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.