Translation of "Ebeveynlerin" in English

0.052 sec.

Examples of using "Ebeveynlerin" in a sentence and their english translations:

Ebeveynlerin nasıl?

How are your parents?

Ebeveynlerin nerede?

Where are your parents?

Ebeveynlerin neredeydi?

Where were your parents?

Ebeveynlerin haklıydı.

Your parents were right.

Ebeveynlerin nasıldı?

What were your parents like?

Ebeveynlerin evde mi?

Are your parents home?

Ya ebeveynlerin öğrenirse?

What if your parents find out?

Senin ebeveynlerin kim?

Who are your parents?

Ebeveynlerin şimdi nerede?

Where are your parents now?

Büyük ebeveynlerin nasıl?

How are your grandparents?

Umarım ebeveynlerin iyidir.

I hope your parents are well.

Ebeveynlerin nasıl tanıştı?

How did your parents meet?

ebeveynlerin arasında kalarak inciniyor.

and you get hurt in the middle.

- Ebeveynlerin nasıl?
- Ailen nasıl?

How are your parents doing?

Ebeveynlerin Fransızca konuşur mu?

Do your parents speak French?

Umarım ebeveynlerin beni severler.

I hope your parents like me.

Ebeveynlerin gurur duyuyor olmalı.

Your parents must be proud.

Ebeveynlerin seninle birlikte mi?

Are your parents with you?

Ebeveynlerin ne kadar uzun?

How tall are your parents?

Ebeveynlerin boşandığında kaç yaşındaydın?

How old were you when your parents got divorced?

Ebeveynlerin İngilizce konuşur mu?

Do your parents speak English?

Ebeveynlerin benden nefret ediyor.

Your parents hate me.

Ebeveynlerin gitmene izin vermeyecek.

Your parents will never allow you to go.

Ebeveynlerin hâlâ Boston'da mı?

Are your parents still in Boston?

Ebeveynlerin hâlâ yaşıyor mu?

Are your parents still living?

Ebeveynlerin evliliğini onayladı mı?

Did your parents approve of your marriage?

Ebeveynlerin çok endişeli olmalı.

Your parents must have been worried sick.

Ebeveynlerin ne iş yapar?

What do your parents do?

Ebeveynlerin benimkilerden daha yaşlı.

Your parents are older than mine.

Ebeveynlerin evlendiklerinde kaç yaşındaydılar?

How old were your parents when they got married?

- Ebeveynlerin nerede?
- Annen baban nerede?

Where are your parents?

Şunlar senin ebeveynlerin değil mi?

Aren't those your parents?

Ebeveynlerin sana adabımuaşeret öğretmedi mi?

Didn't your parents teach you manners?

Ebeveynlerin çok sabra ihtiyaçları var.

Parents need a lot of patience.

Ebeveynlerin birbirleriyle işbirliği yapması gerekir.

Parents need to cooperate with each other.

Tom'un ebeveynlerin ikisi de öğretmendi.

Both of Tom's parents were teachers.

Ebeveynlerin bize göz kulak oldular.

Your parents kept an eye on us.

İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.

I hope that your parents will allow us to marry.

Ebeveynlerin ne kadar süredir evli?

How long have your parents been married?

Ve iletişim metotları olmayan ebeveynlerin çocukları.

who have no clue about deaf issues and no communication methods.

Ebeveynlerin sana bir şey öğretmedi mi?

Didn't your parents teach you anything?

Ebeveynlerin seni almak için geliyorlar mı?

Are your parents coming to pick you up?

Ebeveynlerin seninle çok gurur duyuyor olmalı.

Your parents must be so proud of you.

Ebeveynlerin hiç bu okula gitti mi?

Have your parents ever been to this school?

- Bu, bütün ebeveynlerin seyretmesi gereken bir film.
- Bu, bütün ebeveynlerin izlemesi gereken bir film.

This is a film all parents should watch.

- Ebeveynlerin kaç yaşında?
- Annen baban kaç yaşında?

How old are your parents?

Ebeveynlerin çocuklarından daha önemli olduğunu düşünmek istiyorum.

I want to think that parents are more important than their children.

Ebeveynlerin geçimini sağlamak için ne iş yapıyor?

What do your parents do for a living?

Ve çocuklarına matematik ödevlerinde yardım eden ebeveynlerin çocukları

and they help their kids a lot with math homework,

Ebeveynlerin çocuklarını yalan söylediklerinde cezalandırmaları gerektiğini düşünüyor musun?

Do you think parents should punish their children when they lie?

Çocuklarım olmadığı için ebeveynlerin harcayabildiğinden daha fazla gönüllü zaman harcayabilirim.

Because I do not have children, I can spend more time volunteering than parents can.

- Ebeveynleriniz sadece güvenliğiniz için endişeliler.
- Ebeveynlerin sadece güvenliğin için endişeli.

Your parents are just worried about your safety.

Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.

The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.

Since I have no children, I have more time to spend doing volunteer work than parents do.