Translation of "Davranışını" in English

0.010 sec.

Examples of using "Davranışını" in a sentence and their english translations:

Davranışını sevmiyorum.

I don't like your behavior.

Davranışını göster.

Present your argument.

Onun davranışını seviyorum.

- I like her attitude.
- I like his attitude.

Onun davranışını onaylamıyorum.

I don't approve of his conduct.

Davranışını takdir etmiyorum.

I don't appreciate your attitude.

Tom'un davranışını sevmiyorum.

I don't like Tom's attitude.

- Biz onun davranışını çocuksu olarak saydık.
- (Davranışını) çocukluğuna verdik.

We regarded his behavior as childish.

Sivrisineğin eşleşme davranışını anlayabilirsek

So if we can understand the mosquito mating behavior,

Davranışını nasıl haklı gösterebilirsin?

How can you justify your behavior?

Onun davranışını çocuksu buluyoruz.

We consider his behavior childish.

Onun davranışını taklit etmelisin.

You should imitate his behavior.

İşteki davranışını iyileştirmeni istiyorum.

I want you to improve your attitude at work.

Tom'un davranışını değiştirmesi gerekiyor.

- Tom needs to change his behavior.
- Tom needs to change his behaviour.

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

This can change an animal's behavior,

Mary Tom'un davranışını incitici buldu.

Mary found Tom's attitude hurtful.

Doktor, hastanın davranışını gözlemlemeye devam etti.

The doctor continued to observe the patient's behavior.

Onun kötü davranışını hiç kafama takmadım.

I've never minded her behaving badly.

- Tom'un davranışını beğenirim.
- Tom'un tavrını seviyorum.

I like Tom's attitude.

Bazı insanlar onun davranışını tuhaf bulacaklar.

Some people will find his behaviour strange.

Kıskançlığın davranışını kontrol etmesine izin verme!

Don't let envy control your behaviour!

Titreyen elleri onun sakin davranışını yalanladı.

His trembling hands belied his calm attitude.

Sami davranışını kabul edilebilir yapmak istedi.

Sami wanted to make his behavior acceptable.

Son iki yıl içinde, onun davranışını değiştirdi.

She changed her behaviour in last two years.

İçki içtiği zaman Tom davranışını garanti edemez.

Tom cannot guarantee his behaviour when he drinks.

Mary Tom'un davranışını görmezden gelmeye karar verdi.

Mary decided to ignore Tom's behaviour.

Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi.

Tom decided to stop drinking and reform his behavior.

Tom Mary'nin davranışını daha fazla görmemezlikten gelemeyeceğini söylüyor.

Tom says he can't ignore Mary's behavior any longer.

Tom en iyi davranışını yapıyordu. Mary'nin ailesi onunla birlikte götürüldü.

Tom had been on his best behaviour. Mary's parents were taken with him.

Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.

Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.