Translation of "Caddesinde" in English

0.005 sec.

Examples of using "Caddesinde" in a sentence and their english translations:

Park Caddesinde yaşardım.

I used to lived on Park Street.

- Fadıl, Sadık caddesinde yaşıyordu.
- Fadıl, Sadık caddesinde oturuyordu.

Fadil lived on Sadiq street.

Tom Park Caddesinde yaşıyor.

Tom lives on Park Street.

Tom Park caddesinde yaşıyordu.

Tom lived on Park Street.

Wong caddesinde sağa döndüm.

I turned right on Wong street.

Ben Park Caddesinde yaşardım.

I used to live on Park Street.

Yeni banka Baker caddesinde.

The new bank is on Baker Street.

Hâlâ park caddesinde yaşıyorum.

- I still live on Park Street.
- I'm still living on Park Street.

Keşke Park Caddesinde yaşayabilsem.

I wish I could live on Park Street.

Tom Park caddesinde sola döndü.

Tom turned left onto Park Street.

Park Caddesinde birkaç otel var.

There are a few hotels on Park Street.

Park Caddesinde bir şey oluyor.

Something's happening on Park Street.

Park Caddesinde bir restoranım var.

I own a restaurant on Park Street.

Park Caddesinde 333 numarada oturuyorum.

I live at 333 Park Street.

Ben Park Caddesinde yaşadığını düşünüyordum.

- I thought you lived on Park Street.
- I thought that you lived on Park Street.

Tom Park Caddesinde aşağıya doğru yürüyordu.

Tom was walking down Park Street.

Tom Park Caddesinde güneye doğru sürüyordu.

Tom was driving south on Park Street.

Tom bir çocukken Park caddesinde yaşardı.

Tom lived on Park Street when he was a kid.

Tom'un Park Caddesinde bir kitapçısı var.

Tom has a bookstore on Park Street.

Tom Park caddesinde bir restoranda çalışıyor.

Tom works at a restaurant on Park Street.

Tom Park Caddesinde bir daire kiraladı.

Tom rented an apartment on Park Street.

Tom bana Park caddesinde yaşadığını söyledi.

- Tom told me he lived on Park Street.
- Tom told me that he lived on Park Street.

Tom park caddesinde bir ev sahibi.

Tom owns a home on Park Street.

Tom'un hâlâ Park Caddesinde yaşadığını düşünüyorum.

- I think Tom still lives on Park Street.
- I think that Tom still lives on Park Street.

Tom Mary'nin Park Caddesinde yaşadığını düşünüyordu.

- Tom thought Mary lived on Park Street.
- Tom thought that Mary lived on Park Street.

Tom hâlâ Park Caddesinde yaşıyor mu?

Is Tom still living on Park Street?

Tom Park caddesinde küçük bir dairede yaşar.

Tom lives in a small apartment on Park Street.

Tom Park caddesinde bir ev satın alacak.

Tom is going to buy a house on Park Street.

Tom Park caddesinde bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.

Tom works in a flower shop on Park Street.

Tom Park Caddesinde eski bir binada yaşıyor.

Tom lives in an old building on Park Street.

Tom Park Caddesinde bir halı mağazasına sahipti.

Tom owned a carpet store on Park Street.

Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

Tom cruised down Park Street in his new sports car.

Park Caddesinde mini bir alışveriş merkezi var.

There's a mini mall on Park Street.

Sanırım bu Park Caddesinde en etkileyici yapı.

I think this is the most impressive building on Park Street.

Onlar park caddesinde bir ev satın aldı.

They bought a house on Park Street.

Onun caddesinde çiçek ya da ağaç yoktu.

There were no flowers or trees on his street.

Park Caddesinde iyi bir Meksika restoranı biliyorum.

I know a good Mexican restaurant on Park Street.

Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.

Tom is planning on renting a house on Park Street.

Park Caddesinde süpermarkete çarpan arabanın sürücüsü Tom'du.

Tom was the driver of the car that crashed into the supermarket on Park Street.

Park Caddesinde o yeni yere gitmeyi düşünüyordum.

I was thinking about going to that new place on Park Street.

Tom'un hâlâ park caddesinde yaşadığından oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom still lives on Park Street.

Tom Mary'nin evinin Park caddesinde olduğunu biliyordu.

Tom knew Mary's house was on Park Street.

Park Caddesinde küçük bir apartman dairesinde yaşıyorum.

I live in a small apartment on Park Street.

Benim de Park Caddesinde bir evim var.

I also have a house on Park Street.

Tom Park caddesinde çok büyük bir eve sahiptir.

Tom owns a very big house on Park Street.

Tom Park caddesinde terk edilmiş bir binada saklanıyor.

Tom is hiding in an abandoned building on Park Street.

Tom Park Caddesinde küçük bir ev satın aldı.

Tom bought a small house on Park Street.

Tom Park Caddesinde küçük bir apartman dairesinde yaşıyor.

Tom is living in a small apartment on Park Street.

Park Caddesinde sahip olduğun o kiralık eve ilgi duyuyorum.

I'm interested in that house you've got for rent on Park Street.

Tom, Park Caddesinde ufak bir ev satın almak istiyor.

Tom wants to buy a small house on Park Street.

Tom Park caddesinde küçük bir evde ebeveynleriyle birlikte yaşıyor.

Tom lives with his parents in a small house on Park Street.

Tom bana Park caddesinde yaşayan hiç kimseyi tanımadığını söyledi.

- Tom told me he didn't know anyone who lived on Park Street.
- Tom told me that he didn't know anyone who lived on Park Street.
- Tom told me that he didn't know anybody who lived on Park Street.
- Tom told me he didn't know anybody who lived on Park Street.

- Hala Park Caddesinde mi yaşıyorsun?
- Hâlâ Park Caddesi'nde mi yaşıyorsun?

Are you still living on Park Street?

Tom'a göre o Park caddesinde bir ev satın almak istiyor.

Tom says he wants to buy a house on Park Street.

Tom ve Mary'yi birlikte yürürken gördüğümde Park caddesinde araba kullanıyordum.

I was driving down Park Street when I saw Tom and Mary walking together.

Tom kaçırıldı ve kaçıranlar tarafından Park Caddesinde terk edilmiş bir binada tutuldu.

Tom was kidnapped and held by his captors in an abandoned building on Park Street.