Translation of "Arkadaşa" in English

0.012 sec.

Examples of using "Arkadaşa" in a sentence and their english translations:

Bir arkadaşa rastladım.

I met a friend.

Bir arkadaşa bakıyorum.

I'm looking for a friend.

Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

And I could have used an ally.

Otobüste bir arkadaşa rastladım.

I ran into a friend on the bus.

Bir arkadaşa ihtiyacım var.

I need a partner.

Bir arkadaşa ihtiyacın var.

What you need is a friend.

Bir arkadaşa davet edildim.

I've been invited over to a friend's.

Tom bir arkadaşa seslendi.

Tom called a friend.

Ginza'da yürüken bir arkadaşa rastladım.

I ran into a friend while walking in Ginza.

Otobüste eski bir arkadaşa rastladım.

I bumped into an old friend on the bus.

Sokakta eski bir arkadaşa rastladım.

I ran across an old friend in the street.

Otobüs beklerken bir arkadaşa rastladım.

I met a friend while I was waiting for a bus.

Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok.

I don't need a girlfriend.

Caddede eski bir arkadaşa rastladım.

I happened across an old friend in the street.

Ben eski bir arkadaşa rastladım.

I ran into an old friend.

Geçenlerde eski bir arkadaşa rastladım.

I recently met an old friend.

Samimi bir arkadaşa ihtiyacım var.

I need a sincere friend.

Gerçekten bir arkadaşa ihtiyacım var.

I really need a friend.

Bir erkek arkadaşa ihtiyacın var.

You need a boyfriend.

Tom'un bir arkadaşa ihtiyacı var.

Tom needs a friend.

Bir kız arkadaşa ihtiyacım var.

I need a girlfriend.

Bir erkek arkadaşa ihtiyacım yok.

I don't need a boyfriend.

Birkaç iyi eski arkadaşa rastladım.

I met up with a couple of good old friends.

Parkta eski bir arkadaşa rastladım.

I ran into an old friend in the park.

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

I ran across an old friend near the bank.

Birçok arkadaşa sahip olmak ne güzel.

It is nice to have a lot of friends.

Kyoto'da tesadüfen eski bir arkadaşa rastladım.

I met an old friend by chance in Kyoto.

Yolda yürürken eski bir arkadaşa rastladım.

Walking along the street, I met an old friend.

Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.

I'm trying to help a friend.

Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var.

I need a sincere girlfriend.

Bir arkadaşa yardım etmeye hazır ol.

Be ready to help a friend.

John burada hiç arkadaşa sahip değil.

John doesn't have any friends here.

Yeni bir kız arkadaşa ihtiyacın var.

You need a new girlfriend.

Bay White birçok arkadaşa sahip gibi görünüyor.

- Mr White seems to have many friends.
- Mr. White seems to have many friends.

O benden daha az sayıda arkadaşa sahip.

He has fewer friends than I.

Başı dertte bir arkadaşa yardım etmem gerekiyor.

I need to help a friend in trouble.

Üç gün önce eski bir arkadaşa rastladım.

I ran into an old friend three days ago.

Dün sinemaya gittiğimde eski bir arkadaşa rastladım.

I ran across an old friend when I went to the movies yesterday.

Kyoto'da şans eseri eski bir arkadaşa rastladım.

By chance, I ran into an old friend in Tokyo.

Her zaman iyi bir arkadaşa içini dökebilirsin.

You can always pour out your heart to a good friend.

Sen bir arkadaşa ihtiyaç duyduğunda, Tom oradaydı.

When you needed a friend, Tom was there.

Bir kız arkadaşa sahip olmak hoşuma gidiyor.

I like having a girlfriend.

Sokaktan aşağıya doğru yürürken, eski bir arkadaşa rastladım.

Walking down the street, I ran into an old friend.

Bir zamanlar Tom'a tam benzeyen bu arkadaşa sahiptim.

I had this friend once who looked just like Tom.

Tom son üç yıldır aynı kız arkadaşa sahip.

Tom has had the same girlfriend for the last three years.

Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım.

I'm lucky to have you as a friend.

Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane has a Japanese friend who speaks English well.

Herkes en az bir yakın arkadaşa ihtiyaç duyar.

- Everybody needs at least one close friend.
- Everyone needs at least one close friend.

Mary on sekiz yaşından beri aynı erkek arkadaşa sahip.

Mary has had the same boyfriend since she was eighteen.

O on sekiz yaşından beri aynı erkek arkadaşa sahip.

She has had the same boyfriend since she was eighteen.

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

Lucy has as many friends as I do.

Bu sabah trene bindiğimde eski bir arkadaşa denk geldim.

When I boarded the train this morning, I ran into an old friend.

Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.

I'm doing this job to help a friend.

Gelinen bu noktada bir erkek arkadaşa sahip olmakla ilgilenmiyorum.

I'm not interested in having a boyfriend at this point.

Tom bu kadar çok arkadaşa sahip olduğu için şanslı.

Tom is lucky to have so many good friends.

Bir arkadaşa sahip olmanın en iyi yolu bir arkadaş olmaktır.

The best way to have a friend is to be a friend.

Dün akşam karım ve ben akşam yemeği için bir arkadaşa gittik.

Last night, my wife and I went to a friend's house for dinner.

Geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

Lies that started with a friend in the past, started with

Böyle harika arkadaş, aile ve erkek arkadaşa sahip olmakla ben şanslı bir kızım.

I am one lucky girl to have such wonderful friends, family, and boyfriend.

- Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok arkadaşa sahip değil.
- Tom'un Mary'ninki kadar çok arkadaşı yok.

- Tom doesn't have as many friends as Mary does.
- Tom doesn't have as many friends as Mary.

- Jane'nin iyi İngilizce konuşan Japon bir arkadaşı var.
- Jane İngilizceyi iyi konuşan bir Japon arkadaşa sahiptir.

Jane has a Japanese friend who speaks English well.

- Jane'nin iyi İngilizce konuşan Japon bir arkadaşı var.
- Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane has a Japanese friend who speaks English well.

- Senin gibi içimi dökebileceğim bir arkadaşa sahip olmaktan memnunum.
- Senin gibi güvenebileceğim bir dostum olduğu için mutluyum.

I'm glad I have a friend like you to confide in.

- Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece.
- Kimin arkadaşa ihtiyacı var ki! Eninde sonunda sana sadece ihanet edecekler.

Who needs friends! They'll just betray you in the end.