Translation of "Ararım" in English

0.009 sec.

Examples of using "Ararım" in a sentence and their english translations:

Gelince ararım.

I'll phone you when I arrive.

Belki seni ararım.

Maybe I'll call you.

İşi bitirdiğimde ararım.

I'll call when I've finished the work.

Tom'u çok ararım.

I call Tom a lot.

İstasyona vardığımda, seni ararım.

On my arrival at the station, I will call you.

Ben daha sonra ararım.

I'll call later.

Ben öğleyin sizi ararım.

I'll call you at noon.

Bitirir bitirmez seni ararım.

I'll call you as soon as I've finished.

İstasyona varınca seni ararım.

I'll call you when I get to the station.

Daha sonra tekrar ararım.

I'll phone again later.

Ayrılmadan önce seni ararım.

I'll phone you before I start.

Bir şey öğrenirsem ararım.

I'll call if I learn anything.

Hazır olduğumda seni ararım.

I'll call you when I'm ready.

Bir şey duyarsam ararım.

I'll call if I hear anything.

Bir şey bulursam ararım.

I'll call if I find anything.

Size ihtiyacımız olursa ararım.

I'll call if we need you.

Onu yaparsan polisi ararım.

If you do that, I'll call the police.

Vaktim olursa sizi ararım.

I will call you up, provided that I have time.

Ben canım sevgilimi ararım.

I call my sweetheart darling.

Biraz sonra tekrar ararım.

- I will call back a bit later.
- I'll call back a bit later.

Onu çok sık ararım.

I call her very often.

Onu cuma günü ararım.

I'll call him on Friday.

Tom'u sık sık ararım.

I often call Tom.

Bu akşam seni ararım.

I'll call you this evening.

Arabam soyulmuşsa kimi ararım?

Who do I call if my car has been broken into?

Pasaportunu bulursam seni hemen ararım.

If I find your passport, I'll call you at once.

Ziyaret etmeden önce sizi ararım.

I'll give you a call before I visit you.

Ben onu her gün ararım.

I call her up every day.

Bir mesaj bırak, seni ararım.

Leave a message and I'll call you.

Çocuğu ararım ve o gelir.

I call the boy and he comes.

Yardımına gerek duyarsam seni ararım.

I'll call you if I require your assistance.

Sana ihtiyacım olduğunda seni ararım.

I'll call you when I need you.

Sana ihtiyacım olursa seni ararım.

I'll call you if I need you.

Öğle yemeğinden sonra seni ararım.

I'll call you after lunch.

Bir şey olursa seni ararım.

If anything happens, I'll give you a call.

Sınav sonuçlarını aldığımda seni ararım.

I'll call you when I get the results of the examination.

Senin yerinde olsam doktoru ararım.

If I were you I would call the doctor.

Eve döner dönmez seni ararım.

I'll call you as soon as I get home.

Neredeyse her akşam Tom'u ararım.

I call Tom almost every evening.

Boston'a varır varmaz seni ararım.

As soon as I get to Boston, I'll call you.

Seni yaklaşık 2.30 da ararım.

I'll call you at about 2:30.

Bir şey değişirse seni ararım.

I'll call you if anything changes.

- Neden bana numaranı vermiyorsun ve ben seni ararım?
- Bana numaranı versene, seni ararım.

Why don't you give me your number and I'll call you?

O sözlükte sık sık kelimeler ararım.

I often look up words in that dictionary.

- Onu arayacağım.
- Onu ararım.
- Onu çağırırım.

I'll call him.

Bir şey duyar duymaz seni ararım.

I'll call you as soon as I hear anything.

Herhangi bir şey bulursam seni ararım.

I'll call you if I find out anything.

Eğer bir kalabalıkta kaybolursan, seni ararım.

If you get lost in a crowd, I'll search for you.

Tom'u hemen hemen her gün ararım.

I call Tom almost every day.

Eğer gelmeye karar verirsem, sizi ararım.

If I decide to come over, I'll give you a call.

Bir şey ters giderse, seni ararım.

If anything goes wrong, I'll give you a call.

Ben hemen hemen her gün Marika'yı ararım.

I call Marika almost every day.

Annemi her zaman onun doğum gününde ararım.

I always call my mother on her birthday.

John henüz gelmedi, ancak o gelirse, seni ararım.

John has not come yet, but when he does, I will call you.

Eğer bir daha buraya tekrar gelirsen polisi ararım.

If you ever come here again, I'll call the police.

Bana telefon numaranızı verin ve ben sizi geri ararım.

Give me your phone number and I'll call you back.

- Yarın geri döndüğümde onları arayacağım.
- Geri döndüğümde onları yarın ararım.

I'll call them tomorrow when I come back.

- Senin yerinde olsam doktoru ararım.
- Yerinde olsam bir doktor çağırırım.

- If I were you I would call the doctor.
- If I were you, I'd call a doctor.

- Bu bir daha olursa seni ararım.
- Bu yine olursa seni arayacağım.

If that happens again, I'll call you.

Yurt dışında olsam ve param bitse, ben daha fazla istemek için ailemi ararım.

If I were abroad and I ran out of money, I would call my parents to ask for more.

- Her şeyi sorgularım.
- Her şeyin altında bir bit yeniği ararım.
- Her şeyden şüphelenirim.

I don't take things for granted.

- Seni iki buçuk gibi arayacağım.
- Sana saat iki buçuk civarı telefon ederim.
- Sizi iki buçuk sularında ararım.

I'll call you around 2:30.