Translation of "şemsiyesini" in English

0.007 sec.

Examples of using "şemsiyesini" in a sentence and their english translations:

Şemsiyesini unuttu.

She forgot her umbrella.

- Kimin şemsiyesini kullandın?
- Kimin şemsiyesini kullandınız?

Whose umbrella did you use?

- O, şemsiyesini yine kaybetmiş.
- Şemsiyesini gene yitirdi.

He lost his umbrella again.

Tom'un şemsiyesini bulduk.

We found Tom's umbrella.

Kız şemsiyesini açtı.

The girl opened her umbrella.

Marie şemsiyesini kaybetti.

Marie has lost her umbrella.

O, şemsiyesini kaybetti.

She has lost her umbrella.

Tom şemsiyesini katladı.

Tom folded up his umbrella.

Mary şemsiyesini unuttu.

Mary forgot her umbrella.

Tom şemsiyesini kaybetti.

Tom has lost his umbrella.

Tom şemsiyesini unuttu.

Tom forgot his umbrella.

Şemsiyesini otobüste bıraktı.

She left her umbrella on the bus.

Kimin şemsiyesini kullanıyorsun?

Whose umbrella are you using?

Tom şemsiyesini bulamıyor.

Tom can't find his umbrella.

- Tom şemsiyesini yanında götürmedi.
- Tom şemsiyesini yanına almadı.

Tom didn't take his umbrella with him.

Hanako yine şemsiyesini unuttu.

Hanako has forgotten her umbrella again.

O, şemsiyesini trende bıraktı.

She left her umbrella in the train.

O, şemsiyesini otobüste bıraktı.

- She left her umbrella on the bus.
- She left her umbrella in the bus.

Tom şemsiyesini yerine koydu.

Tom put up his umbrella.

Şemsiyesini otobüste bırakmış olabilir.

She may have left her umbrella on the bus.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini getirdim.

I have brought his umbrella by mistake.

Tom şemsiyesini geri istiyor.

Tom wants his umbrella back.

Tom'un şemsiyesini ödünç aldım.

I borrowed Tom's umbrella.

Tom şemsiyesini okulda bıraktı.

Tom left his umbrella at school.

Tom şemsiyesini arabada bıraktı.

Tom left his umbrella in the car.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.

I took his umbrella by mistake.

Tom trende şemsiyesini bıraktı.

Tom left his umbrella on the train.

Tom şemsiyesini yine unuttu.

Tom has forgotten his umbrella again.

Tom neredeyse şemsiyesini unutuyordu.

Tom almost forgot his umbrella.

Onun şemsiyesini yanlışlıkla aldı.

I unintentionally took his umbrella.

Onun şemsiyesini yanlışlıkla aldım.

I took his umbrella without meaning to.

Yanlışlıkla Tom'un şemsiyesini aldım.

I took Tom's umbrella by mistake.

Tom şemsiyesini arabamda bıraktı.

Tom left his umbrella in my car.

Biri şemsiyesini salonda bıraktı.

Someone left their umbrella in the hall.

O, şemsiyesini arkasında bıraktı.

She has left her umbrella behind.

Tom şemsiyesini otobüste bıraktı.

- Tom left his umbrella on the bus.
- Tom's left his umbrella on the bus.
- Tom has left his umbrella on the bus.

Tom yeni şemsiyesini kaybetti.

Tom has lost his new umbrella.

Tom şemsiyesini sınıfta bıraktı.

Tom left his umbrella in the classroom.

Tom yine şemsiyesini kaybetti.

Tom has lost his umbrella again.

Tom şemsiyesini arabasında unuttu.

- Tom forgot his umbrella in his car.
- Tom forgot his umbrella in the car.

Şemsiyesini bir otobüste unutmuş.

She forgot her umbrella on a bus.

Tom, Mary'nin şemsiyesini çaldı.

Tom stole Mary's umbrella.

Yanlışlıkla Tom'un şemsiyesini almışım.

I grabbed Tom's umbrella by mistake.

- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.

He used his umbrella as a weapon.

- Tom şemsiyesini nereye bırakmış olduğunu hatırlamadı.
- Tom şemsiyesini nerede bıraktığını hatırlamadı.

Tom didn't remember where he'd left his umbrella.

- Tom'un şemsiyesini sormadan ödünç aldım.
- Tom'un şemsiyesini rica etmeden ödünç aldım.

I borrowed Tom's umbrella without asking.

- Tom iyi akledip şemsiyesini yanına almıştı.
- Tom akıllılık edip şemsiyesini yanına aldı.
- Tom'un şemsiyesini yanına alması isabet olmuştu.

It was wise of Tom to take his umbrella with him.

Şemsiyesini otobüste bırakması onun dikkatsizliğiydi.

It was careless of her to leave her umbrella in the bus.

Arada bir şemsiyesini trende bırakır.

- Once in a while, he leaves his umbrella on the train.
- Once in a while, he leaves his umbrella in the train.

Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.

Somebody left his umbrella behind.

Tom her zaman şemsiyesini kaybediyor.

Tom is always losing his umbrella.

Dikkatsizliğinden sık sık şemsiyesini unutur.

He often leaves his umbrella behind absent-mindedly.

O, her zaman şemsiyesini kaybediyor.

He is always losing his umbrella.

Tom'un şemsiyesini merede tuttuğunu bilmiyorum.

I don't know where Tom keeps his umbrella.

Mary bir otobüste şemsiyesini unuttu.

Mary has forgotten her umbrella in some bus.

Kazara yanlışlıkla onun şemsiyesini aldı.

I accidentally mistakenly took his umbrella.

Tom şemsiyesini nereye bıraktığını hatırlayamadı.

Tom couldn't remember where he'd left his umbrella.

Tom şemsiyesini trende bıraktığını düşünüyor.

- Tom thinks he left his umbrella on the train.
- Tom thinks that he left his umbrella on the train.

Tom şemsiyesini silah gibi kullandı.

Tom used his umbrella as a weapon.

Tom şemsiyesini nereye koyduğunu hatırlayamadı.

Tom couldn't remember where he'd put his umbrella.

Tom şemsiyesini kime verdiğini hatırlayamadı.

Tom couldn't remember who he'd lent his umbrella to.

O, şemsiyesini trende unutmak eğilimindedir.

He tends to forget his umbrella on the train.

Tom şemsiyesini nereye koyacağını bilmiyordu.

Tom didn't know where to put his umbrella.

Tom'un şemsiyesini nereye koyduğunu bilmiyorum.

I don't know where Tom put his umbrella.

Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.

Tom forgot to take his umbrella with him.

Tom neredeyse şemsiyesini restoranda unutuyordu.

Tom almost forgot his umbrella at the restaurant.

Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

Tom forgot where he left his umbrella.

Tom sana şemsiyesini ödünç verecek.

Tom will lend you his umbrella.

Tom, Mary'nin şemsiyesini ödünç aldı.

Tom borrowed Mary's umbrella.

Tom Mary'nin arabasındaki şemsiyesini unuttu.

Tom forgot his umbrella in Mary's car.

Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bıraktı.

Tom left his umbrella in Mary's car.

Tom şemsiyesini otobüste bırakmış olmalı.

- Tom must've left his umbrella on the bus.
- Tom must have left his umbrella on the bus.

Tom bana şemsiyesini ödünç verecek.

Tom is going to lend me his umbrella.

Tom şemsiyesini bana ödünç verdi.

- Tom lent me his umbrella.
- Tom lent his umbrella to me.

Tom genellikle şemsiyesini okulda unutur.

Tom often forgets his umbrella at school.

- Tom şemsiyesini evde bırakmış.
- Tom şemsiyesini evde unuttu.
- Tom'un şemsiyesi evde kalmış.

Tom left his umbrella at home.

O her gün şemsiyesini yanında taşır.

He carries his umbrella about with him every day.

O sık sık trende şemsiyesini bırakır.

He often leaves his umbrella on a train.

O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.

She closed her umbrella and started running.

Tom'un kendi şemsiyesini nerede bıraktığını biliyorum.

I know where Tom left his umbrella.

Tom'un niçin şemsiyesini arabada bırakacağını anlamıyorum.

I don't understand why Tom would leave his umbrella in the car.

Tom Mary'ye şemsiyesini nereye koyacağını gösterdi.

Tom showed Mary where to put her umbrella.

Tom şemsiyesini aldı ve asansöre yönlendi.

Tom grabbed his umbrella and headed for the elevator.

Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bırakmış olabilir.

Tom might have left his umbrella in Mary's car.

Tom'un şemsiyesini alanın sen olduğunu biliyoruz.

We know it was you that took Tom's umbrella.

Tom yanlışlıkla Mary'nin şemsiyesini eve getirdi.

Tom took home Mary's umbrella by mistake.

Tom şemsiyesini alanın Mary olduğunu biliyordu.

Tom knew it was Mary who had taken his umbrella.