Translation of "öğretmenimiz" in English

Öğretmenimiz tahtaya çıktı.

Our teacher comes to the board.

İşte öğretmenimiz geliyor.

Here comes our teacher.

Öğretmenimiz kızgın görünüyordu.

Our teacher seemed angry.

Öğretmenimiz şaşırmış görünüyordu.

Our teacher seemed surprised.

Öğretmenimiz nadiren güler.

Our teacher seldom laughs.

O bizim öğretmenimiz.

She's our teacher.

Tom bizim öğretmenimiz.

Tom is our teacher.

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı.

Our French teacher is Canadian.

- Öğretmenimiz gerçek bir salak.
- Öğretmenimiz gerçek bir idiot.

Our teacher is a real idiot.

Öğretmenimiz sessiz olmamızı istedi.

Our teacher demanded that we keep quiet.

Öğretmenimiz bize şiiri ezberletti.

Our teacher had us learn the poem by heart.

O bizim İngilizce öğretmenimiz.

- He is our teacher of English.
- He is our English teacher.
- He's our English teacher.

O, bizim öğretmenimiz olabilir.

She may be our teacher.

Öğretmenimiz çok genç görünüyor.

Our teacher looks very young.

Öğretmenimiz yeni arabasını seviyor.

Our teacher likes his new car.

Öğretmenimiz dövüş sanatları uzmanıdır.

Our teacher is a martial arts expert.

Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.

Our teacher is fresh out of college.

Öğretmenimiz Almanya'da bulundu mu?

Has our teacher been to Germany?

Orada yürüyen adam öğretmenimiz.

The man walking over there is our teacher.

Öğretmenimiz söyledi: "Tabii yapabilirsin."

Our teacher said: "Of course you can".

Tom bizim Fransızca öğretmenimiz.

Tom is our French teacher.

Bizim yeni öğretmenimiz orada.

Our new teacher is there.

Öğretmenimiz bazen hızlı konuşur.

Our teacher sometimes speaks quickly.

Bizim Fransızca öğretmenimiz O.

French is taught us by her.

Öğretmenimiz sokağın sonunda yaşıyor.

Our teacher lives at the far end of the street.

O bizim Fransızca öğretmenimiz.

That's our French teacher.

Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.

His wife is our Italian teacher.

Öğretmenimiz bize odayı temizletti.

Our teacher made us clean the room.

Tom yeni öğretmenimiz olabilir.

Tom might be our new teacher.

Öğretmenimiz olduğuna memnun oldum.

I'm glad you're our teacher.

Yeni bir öğretmenimiz var.

We got a new teacher.

Bay Jackson tarih öğretmenimiz.

Mr. Jackson is our history teacher.

Öğretmenimiz gerçek bir idiot.

Our teacher is a real idiot.

- Öğretmenimiz bize çok ödev verir.
- Öğretmenimiz bize çok ödev veriyor.

Our teacher gives us a lot of homework.

- Öğretmenimiz her zaman bayan öğrencileri kayırıyor.
- Öğretmenimiz hep kız öğrencileri kayırıyor.

Our teacher always favours female pupils.

Öğretmenimiz dersin başında yoklama yaptı.

Our teacher called the roll at the beginning of the class.

Öğretmenimiz dakikliğin önemi üzerinde durdu.

Our teacher dwelt on the importance of punctuality.

Yeni öğretmenimiz üniversiteyi yeni bitirmiş.

Our new teacher is fresh out of college.

Öğretmenimiz yaşına göre genç görünüyor.

Our teacher looks young for her age.

Öğretmenimiz gelecek ay ABD'ye gidiyor.

- Our teacher is going to the USA next month.
- Our teacher will go to the USA next month.

Öğretmenimiz bazen çok hızlı konuşur.

Our teacher sometimes speaks too fast.

Bay Jackson bizim Fransızca öğretmenimiz.

Mr. Jackson is our French teacher.

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı, değil mi?

Our French teacher is Canadian, isn't he?

Yeni öğretmenimiz üniversiteden yeni çıkıyor.

Our new teacher comes fresh out of college.

Sınıf öğretmenimiz Bay Tanaka evlendi.

Mr. Tanaka, our homeroom teacher, got married.

Öğretmenimiz ağustosta yurt dışından dönecek.

Our teacher will return from abroad in August.

Öğretmenimiz gelecek ay ABD'ye gidecek.

- Our teacher is going to the USA next month.
- Our teacher will go to the USA next month.

Matematik öğretmenimiz yarın sınav yapmayacak.

Our mathematics teacher won't give us a test tomorrow.

Öğretmenimiz çok ev ödevi verir.

- Our teacher gives us a lot of homework.
- Our teacher gives out a lot of homework.

Öğretmenimiz olarak ona saygı duyuyoruz.

We look up to him as our teacher.

Öğretmenimiz bize ne okuyacağımızı söyledi.

Our teacher told us what to read.

Tom Jackson bizim Fransızca öğretmenimiz.

Tom Jackson is our French teacher.

O bizim yeni öğretmenimiz olabilir.

He might be our new teacher.

Öğretmenimiz bize çokça ödev verdi.

Our teacher gives us a lot of homework.

Öğretmenimiz diyor ki: "Elbette yapabilirsiniz."

Our teacher says: "Of course you can."

Öğretmenimiz araba ile okula gelir.

Our teacher comes to school by car.

Öğretmenimiz sadece kız öğrencilerden yanadır.

Our teacher favors only the girl students.

Öğretmenimiz bize çok ödev verir.

Our teacher gives us a lot of homework.

- Öğretmenimiz serttir ve henüz o kibardır.
- Bizim öğretmenimiz serttir yine de o kibar.

Our teacher is strict, and yet, he is kind.

Öğretmenimiz bize ne zaman başlayacağımızı söyledi.

Our teacher told us when to start.

Öğretmenimiz bize elimizden geleni yapmamızı söyledi.

Our teacher told us that we should do our best.

Öğretmenimiz önemli noktaları çabucak gözden geçirdi.

Our teacher ran through the important points again.

Öğretmenimiz, "su 100 derecede kaynar." dedi.

- Our teacher said that water boils at 100ºC.
- Our teacher said, "Water boils at 100 degrees."

İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.

As a rule, our English teacher gives a lot of homework.

Öğretmenimiz kelimenin tam anlamıyla bir beyefendi.

Our teacher is a gentleman in the true sense of the word.

Matematik öğretmenimiz tahtaya bir daire çizdi.

Our math teacher drew a circle on the blackboard.

İngilizce öğretmenimiz her zaman zamanında gelir.

Our English teacher is always on time.

Öğretmenimiz bize ev ödevimizi unutmamamızı hatırlattı.

Our teacher reminded us not to forget our homework.

Öğretmenimiz suyun 100ºC derecede kaynadığını söyledi.

Our teacher said that water boils at 100ºC.

Öğretmenimiz, Jim'e hemen eve gitmesini söyledi.

Our teacher ordered Jim to go home at once.

Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar.

Our Japanese teacher is very nice to us.

Öğretmenimiz aynı zamanda sert ve iyi.

Our teacher is at once stern and kindly.

Bay Jackson bizim esas dersane öğretmenimiz.

Mr. Jackson is our homeroom teacher.

Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.

Our teacher is always on time for class.

Bay Jackson, önümüzdeki yıl öğretmenimiz olabilir.

Mr. Jackson may be our teacher next year.

Öğretmenimiz bize daha fazla çalışmamızı istedi.

Our teacher told us to study harder.

Fransızca öğretmenimiz sınıfta sadece Fransızca konuşur.

Our French teacher only uses French in the classroom.

Öğretmenimiz tekrar geç kalmaması için onu uyardı.

Our teacher warned him not to be late again.

Öğretmenimiz daha çok çalışmamız için baskı yaptı.

Our teacher urged us to study harder.

Bizim yeni İngilizce öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.

Our new English teacher is fresh from college.

İngilizce öğretmenimiz hem sert hem de naziktir.

Our English teacher is both strict and kind.

Öğretmenimiz önümüzdeki hafta için bir sınav duyurdu.

Our teacher announced an exam for next week.

Oradaki şu adam bizim yeni öğretmenimiz olabilir.

That man over there might be our new teacher.

Öğretmenimiz çalışma sırasında sözlük kullanmamıza izin verdi.

Our teacher permitted us to use a dictionary during the test.

Öğretmenimiz sınıfta yaramazlık yaptığı için Tom'a kızdı.

Our teacher got mad at Tom because he was acting up in class.

Öğretmenimiz sadece İngilizce değil, Fransızca da konuşur.

Our teacher doesn't just speak English, but French too.

Öğretmenimiz, ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından hoşlanmaz.

Our teacher hates his students to ask questions while he is giving a lecture.

Öğretmenimiz listedeki adını sık sık gözden kaçırdı.

Our teacher often overlooked his name on the list.

Her pazartesi Fransızca öğretmenimiz bize test verir.

Our French teacher gives us a test every Monday.

Öğretmenimiz İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.

Our teacher speaks French as well as English.

Öğretmenimiz bir şarkıyı çok güzel söylemeye başladı.

Our teacher began singing a song well.

Öğretmenimiz geç kaldığı için bizden özür diledi.

Our teacher apologized to us for being late.