Translation of "çerçeveli" in English

O, siyah çerçeveli gözlük takar.

He wears black-rimmed glasses.

Tom kalın çerçeveli gözlük takar.

- Tom wears thick-rimmed glasses.
- Tom wears glasses with thick frames.

Duvarda çerçeveli birkaç resim vardı.

There were several framed pictures on the wall.

Tom siyah çerçeveli gözlük takıyor.

Tom is wearing glasses with black frames.

Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.

These are two pictures with a nice frame.

Tom siyah çerçeveli gözlük takar.

Tom wears black-rimmed glasses.

Tom boynuz çerçeveli gözlük takar.

Tom wears horn-rimmed glasses.

Ailemin bir çerçeveli fotoğrafı masamın üstünde asılı.

A framed photo of my family hangs above my desk.

Tom şömine rafından çerçeveli resmi aldı ve ona daha yakından baktı.

Tom took the framed photo off the mantelpiece and took a closer look at it.