Translation of "çaldırdı" in English

0.008 sec.

Examples of using "çaldırdı" in a sentence and their english translations:

Güpegündüz arabasını çaldırdı.

He had his car stolen in broad daylight.

Tom kamerasını çaldırdı.

Tom had his camera stolen.

O, cüzdanını çaldırdı.

He had his wallet stolen.

Jim kamerasını çaldırdı.

Jim had his camera stolen.

Tom cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen.

Dün gece arabasını çaldırdı.

He had his car stolen last night.

O el çantasını çaldırdı.

She had her handbag stolen.

Kütüphaneden bir kitap çaldırdı.

She had a book stolen from the library.

Şu otoparkta arabasını çaldırdı.

He had his car stolen in that parking lot.

O, dün arabasını çaldırdı.

He had his car stolen yesterday.

Bayan Baker çantasını çaldırdı.

Mrs. Baker had her purse stolen.

Tom trende cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen on the train.

Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.

Tom had his wallet stolen while he was in Boston.

Tom'un bir arkadaşı kimliğini çaldırdı.

A friend of Tom's had his identity stolen.

Tom çadırından biraz para çaldırdı.

Tom had some money stolen from his tent.

Tom geçen ay arabasını çaldırdı.

Tom had his car stolen last month.

Zavallı yaşlı kadın çantasını tekrar çaldırdı.

The poor old woman had her bag stolen again.

Geçen haftanın başlarında Tom arabasını çaldırdı.

Tom had his car stolen early last week.

Trende erkek kardeşim cebinden bir şey çaldırdı.

My brother had his pocket picked in the train.

Benim küçük kız kardeşim okulda cüzdanını çaldırdı gibi görünüyor.

It seems that my little sister got her wallet stolen at school.

Yurt dışına ilk yolculuğumuzda birlikte gittiğim bir arkadaş cüzdanını çaldırdı. Bunun iyi bir izlenim bıraktığını sanmıyorum.

A friend I went with on our first trip abroad had his wallet pickpocketed. I don't think it left a very good impression.