Translation of "Yeri" in Dutch

0.032 sec.

Examples of using "Yeri" in a sentence and their dutch translations:

Ben yeri doldurulamazım.

Ik ben onvervangbaar.

Ona yeri süpürttüm.

Ik liet hem de vloer vegen.

Doğru yeri bulduk.

We vonden de goede plek.

Tom yeri doldurulamaz.

Tom is onvervangbaar.

Sözcüklerin yeri değiştirilmeli.

Je moet de volgorde van de woorden veranderen.

Bu yeri özleyeceğim.

Ik zal deze plek missen.

Kaşınan yeri, kazırız.

Waar het jeukt, krabben we.

Bu yeri biliyorum.

Ik ken deze plek.

Engelli otopark yeri mevcuttur.

- Er is een invalidenparkeerplaats beschikbaar.
- Er is een parkeerplek voor invaliden beschikbaar.
- Er zijn parkeerplaatsen voor invaliden beschikbaar.

- Allah önce yeri ve göğü yarattı.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

In het begin schiep God de hemel en de aarde.

Tam olarak doğduğum yeri bilmiyorum.

- Ik weet niet precies waar ik geboren ben.
- Ik weet niet juist waar ik geboren ben.

Tom'un gidecek bir yeri yok.

- Tom kan nergens heen.
- Tom kan nergens naartoe.

Onun yaşayacak bir yeri yoktu.

Hij had geen plek om te wonen.

Hiç kimse yeri doldurulamaz değildir.

Niemand is onvervangbaar.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

In het begin schiep God de hemel en de aarde.

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

Onheil in het land!

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

Onheil in het land!

Ana dil, yeri doldurulamaz bir hazinedir.

De moedertaal is een onvervangbare schat.

Her yeri aradım ama cüzdanımı bulamadım.

Ik heb al overal gezocht, maar ik kan mijn beurs niet vinden.

Dünyanın en alçak yeri Lut Gölü'dür.

De Dode Zee is de laagste plek op aarde.

Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

In het begin schiep God de hemel en de aarde.

Babam benim gidip o yeri görmemi istedi.

Mijn vader wilde dat ik deze plaats bezocht.

Küçük bir daire için her yeri araştırdım.

Ik heb overal gezocht naar een klein appartement.

Tom'un iş yeri genellikle Mary'ninkinden daha düzenlidir.

Toms werkstation is meestal netter dan dat van Maria.

Üç şey lazım olacak: Öncelikle yeri biraz doldurmalıyız.

We hebben drie dingen nodig. Ten eerste een soort bed.

Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.

Dus ik kan dit eten, of... ...even graven, hier beneden.

Aç köpek balıkları için mükemmel bir saklanma yeri.

De perfecte verstopplek voor hongerige haaien.

Okulun arkasındaki araç park yeri hemen hemen boş.

De parkeerplaats achter de school is praktisch leeg.

Bir tane bulabileceğim yeri bilen biri var mı?

Weet iemand waar ik er een zou kunnen vinden?

Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.

Dit vloerkleed is groot genoeg om de hele vloer te bedekken.

Bir park yeri aramak için çok zaman harcadık.

Wij hebben veel tijd besteed aan het zoeken naar een parkeerplaats.

Rok yaparken hem şahın hem de kalenin yeri değiştirilir.

Bij een rokade worden zowel de koning als de toren verplaatst.

Bu riskli dinlenme yeri jeladaları karanlığın tehlikelerinden korumaya yeterli olacaktır.

Deze hachelijke rustplek... ...moet voldoende zijn om de gelada's te beschermen tegen gevaren.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmiyorum.

Ik weet niet waar Tom de sleutel verborgen heeft.

Tatoeba, doğum yeri olan Fransa'da kültürel ve sosyal bir olay haline geldi.

In Frankrijk, het land van herkomst, is Tatoeba een cultureel en sociaal fenomeen geworden.

- Mary nerede doğduğunu bana söylemeyi reddetti.
- Mary doğduğu yeri bana söylemeyi reddetti.

Mary weigerde me te vertellen waar ze geboren was.

- Bana şu an nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
- Bana şu anda bulunduğunuz yeri söyleyebilir misiniz?

- Kun je me zeggen waar je nu bent?
- Kunt u me zeggen waar u nu bent?

Valencia İspanya'nın üçüncü en büyük şehri ve aynı zamanda paella'nın doğum yeri olduğu için bilinir.

Valencia is de derde grootste stad van Spanje en staat ook bekend als de geboorteplaats van de paella.