Translation of "öğretmeni" in Dutch

- Tom Fransızca öğretmeni.
- Tom bir Fransızca öğretmeni.

Tom is een leraar Frans.

O bir İtalyanca öğretmeni.

- Hij is een Italiaanse leraar.
- Hij is een leraar Italiaans.

Betty bir dans öğretmeni.

Betty is danslerares.

O, o öğretmeni seviyor.

Hij heeft die leraar graag.

O bir İngilizce öğretmeni.

Hij is leraar Engels.

Tom bir tarih öğretmeni.

- Tom is een geschiedenisdocent.
- Tom is leraar geschiedenis.

İngilizce dersi sırasında öğretmeni dinledik.

We luisterden naar de leraar tijdens de Engelse les.

Bayan Smith İngilizce öğretmeni mi?

Is mevrouw Smith lerares Engels?

Sanat öğretmeni gece resim yapar.

De leraar beeldende kunst schildert 's nachts.

Bir Fransızca öğretmeni olduğunu düşündüm.

- Ik dacht dat je vroeger een leraar Frans was.
- Ik dacht dat u vroeger Frans gaf.

Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?

Is juffrouw Smith lerares Engels?

Köydeki okulumuzda hiç Almanca öğretmeni yoktu.

Er was geen leraar Duits in onze dorpsschool.

Kız kardeşim ingilizce öğretmeni olarak çalışıyor.

Mijn zus werkt als lerares Engels.

Tom beden eğitimi öğretmeni olarak çalışıyor.

Tom werkt als een gymleraar.

Bizim köy okulumuzda bir Almanca öğretmeni yoktu.

- Er was geen Duits leraar in onze dorpsschool.
- Er was geen leraar Duits in onze dorpsschool.

Tom, Mary'nin bir Fransızca öğretmeni olduğunu sandı.

Tom dacht dat Mary lerares Frans was.

O sınıfın öğretmeni sonradan Müslüman olmuş biri.

De leraar van die klas was een Moslimbekeerling.

Öğretmeni hemen tanıdım; çünkü onunla daha önce karşılaşmıştım.

Ik herkende de leerkracht onmiddellijk, want ik had hem al eerder ontmoet.

- O bir İngilizce öğretmenidir.
- O bir İngilizce öğretmeni.

Hij is leraar Engels.

- Tom bir kayak öğretmeni.
- Tom bir kayak eğitmeni.

- Tom is een skileraar.
- Tom is skileraar.

Tom, yerel bir lisede bir fen bilgisi öğretmeni.

Tom is een leraar wetenschappen in een plaatselijke middelbare school.