Translation of "Uzun" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "Uzun" in a sentence and their chinese translations:

Hayat uzun, uzun bir yoldur.

生活是一条很长、很长的道路。

- Saçınız çok uzun.
- Saçın çok uzun.

你的頭髮太長了。

- Tom benden uzun.
- Tom benden daha uzun.

湯姆比我高。

- O uzun mu?
- O uzun boylu mu?

他长得高吗?

Mary uzun boylu.

瑪麗很高。

Uzun zaman oldu!

- 好久不见了!
- 好久不见!

Uzun saçı vardı.

他头发长长的。

Uzun süre görüşmedik.

- 好久不見。
- 真是好久不见啊

Üzgünüm, uzun kalamam.

对不起,我不能待很久。

Adam uzun boyludur.

- 那個男人很高。
- 这男人很高。

Dedem uzun yaşadı.

我的祖父很長壽。

Ben uzun boyluyum.

我个子高。

Uzun saatler çalışırım.

我工作數小時。

Kalem uzun mudur?

铅笔长吗?

Bu nehir uzun.

那條河流很長。

Bu çok uzun.

這個太長了。

Baban uzun boylu.

你爸爸很高。

Onun saçı uzun.

他有長頭髮。

Babası uzun boyludur.

她爸爸很高。

Uzun süredir buradayım.

我在這裡很長一段時間了。

- Saçlarım Jane'inkinden daha uzun.
- Saçım Jane'inkinden daha uzun.

我的頭髮比珍的長。

- Maria'nın uzun saçı var.
- Maria'nın uzun saçları var.

瑪麗亞有一頭長髮。

- Tom senden daha uzun.
- Tom sizden daha uzun.

汤姆比你高。

Uzun uzun zaman önce güzel bir kız yaşardı.

很久很久以前住着一个漂亮的小女孩。

- O, uzun ömürlü olmayacak.
- O, uzun bir hayat yaşamayacak.

他不會長壽。

- Uzun süredir seni görmedim.
- Ben uzun süredir seni görmedim.

我已經有很長的時間沒有見到你了。

- Boston'da uzun süre bulundun mu?
- Uzun zamandır Boston'da mıydın?

你在波士顿待了很久吗?

- Uzun sakallı o Alman'ı tanıyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı biliyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı tanıyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı biliyorum.

我认识那位长胡子德国人。

Uzun süredir birbirimizi tanımıyorduk.

我們彼此認識沒有很久。

Uzun süren hastalığını atlattı.

她大病初愈。

Onun uzun saçı var.

他的頭髮很長。

O, çok uzun boyludur.

他很高。

Onun konferansları çok uzun.

他的講座很長。

Uzun kalmayı planlıyor musun?

你打算長時間停留嗎?

Sınıfımızda en uzun benim.

我在班里是最高的。

O çok uzun boylu!

他好高啊!

Uzun süre onu bekledim.

我等她好长时间了。

Sen en uzun olansın.

你是最高的。

Uzun bir süre yürüdük.

我們走了很久。

Uzun zaman oldu. Nasılsın?

好久不见。你怎么样?

O uzun bir hikaye.

说来话长。

Uzun bir savaş oldu.

这是场长久的战争。

Çok uzun süredir buradayım.

我在這裡很長時間了。

Uzun süredir seni görmedim.

我已經好久沒有見到你了。

Ne uzun bir salatalık!

那条黄瓜多长啊!

Onun uzun bacakları vardır.

他的腿很长。

O, uzun çizmeler giyiyordu.

她穿着长靴。

Sanırım çok uzun bekledim.

我好像等太久了

O köprü uzun değil.

那座桥不长。

Uzun boylu kadın güzeldir.

那高个儿女人很漂亮。

Tom uzun saatler çalışır.

汤姆的工作时间很长。

Uzun dönemde mutlu olacağız.

我們最終都會獲得幸福的。

Uzun bir zaman oldu.

已經很長一段時間了。

Biz uzun süredir arkadaşız.

- 我們是老朋友。
- 我们是老朋友了。

Uzun süredir onu görmedim.

我好久没见到她了。

Uzun zamandan beri buradayım.

我来了好长时间了。

Bu uzun bir mektuptu.

它是封长信。

O, uzun süredir bekliyordu.

他等了很長的時間。

Ebeveynlerin ne kadar uzun?

你的父母有多高?

Tom uzun süre ağladı.

湯姆哭了很長時間。

Biraz daha uzun dinlenmelisin.

你应该再休息会。

Uzun saçın modası geçti.

長頭髮落伍了。

Uzun bir boynu var.

他的脖子很長。

Burada uzun süre kalamayız.

我們不能在這裡待很長時間。

Burada uzun süre kalmayacağım.

我不会在这里呆很久。

Onları çok uzun bekletmemelisin.

你不该让他们等那么久。

Boyum Tom'unki kadar uzun.

我和Tom一样高。

Uzun süredir onu görmedi.

她很长时间没见过他。

O benden daha uzun.

他比我高。

Onlar uzun boylu mu?

他們高不高?

Bilet kuyruğu inanılmaz uzun.

买票的人龙竟然那么长!

Onun uzun konuşmasından sıkıldım.

我厌烦了他的长篇大论。

Uzun hikayeleriyle bizi sıktı.

他長長的故事讓我們覺得厭煩了。

Onu uzun süredir tanımaktayım.

我已經認識她很久了。

Baban oldukça uzun boylu.

你爸爸很高。

Babam kadar uzun boyluyum.

我跟我父親一樣高。

Sonbahar uzun ve ılımandı.

秋天是漫长且温和的。

O, saçını uzun tutar.

她留着长发。

Tom uzun boylu değil.

汤姆不高。

O uzun bir çocuk.

他是一个高大的男孩。

O benim kadar uzun.

他和我一样高。

Bunu yapmak uzun sürmeyecek.

做起來不會很久。

Uzun zamandır seni bekliyorum!

我等了你很久!

Görüşmeyeli uzun zaman oldu.

好久不见了。

O uzun, yumuşak kahverengi saçlı, uzun boylu, zayıf bir kızdı.

她是個又高又瘦, 留著一頭又長又軟的褐色頭髮的女孩。

- O en uzun boylu çocuktur.
- O en uzun boylu oğlandır.

他是最高的男生。

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

凱特不比安高。

- Sınıftaki en uzun kişi benim.
- Sınıfta en uzun boylu olan kişiyim.

我在班里是最高的。

Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.

你们很久前就应该完成了。

Gökkuşağı Köprüsü ne kadar uzun?

彩虹橋有多長?

Meg Ken kadar uzun boylu.

梅格跟肯一樣高。

Tom uzun adama kuşkuyla baktı.

汤姆用怀疑的目光盯着那个高个子男人。

İşi bitirmek uzun süre almayacaktır.

完成这个工作不会花太长时间。

Uzun savaştan ülke harap edildi.

这个国家被长期的战争毁坏了。