Translation of "Olması" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Olması" in a sentence and their chinese translations:

Herkesin sakin olması gerekir.

大家需要冷静下来。

John'u kaptan olması için seçtik.

我們選擇了約翰當隊長。

Tom'un çok dikkatli olması gerekiyor.

湯姆需要很小心。

Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.

在民主国家,报刊的独立是很重要的。

- Herhangi birinin olması hiç kimsenin olmamasından daha iyidir.
- Birilerinin olması kimsenin olmamasından iyidir.

不管是谁总比没人好。

Size yardım edebilecek arkadaşların olması gerekiyor.

你需要可以幫助你的朋友。

Tom'un sana yalan söylemiş olması mümkündür.

汤姆有可能对你撒谎了。

Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.

因为健康状况不佳,他没去成旅行。

Onun kazada ölmemiş olması bir mucize.

他没死在车祸中真是个奇迹。

O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.

他病了,所以沒有上學。

Tom'un saat onda burada olması gerekiyor.

湯姆應該十點在這兒。

Bu evde hiç erkek olması gerekmiyor.

这家里应该没有男人才对。

John'u bizim kaptan olması için seçtik.

我們選了約翰作我們隊長。

Ehliyetinin olması bu iş için bir avantaj.

有駕照者優先得到這個職位。

Sorun güneş enerjisinin çok fazla maliyetinin olması.

問題是, 太陽能太貴了。

Gözünüzle gördüğünüz şeylerin doğru olması şart değil.

所目睹的不一定是真的。

Annemizin memnun olması için odamıza çekidüzen vereceğiz.

我们将要整理房间,这样妈妈就会满意了。

Üst çekmecede bir kutu kibrit olması lazım.

最上面的抽屉里应该有一盒火柴。

O bir katil, demir parmaklıkların arkasında olması gerekir!

他是個兇手,應該進到牢裡。

Her çocuğun aynı eğitim fırsatlarına sahip olması zorunludur.

每一個孩子都應該享有平等的學習機會。

Un mutfakta her zaman olması gereken ürünlerden biridir.

面粉是那些你始终应该储备在厨房里的产品之一。

- Onun başarısız olması sürpriz değil.
- Onun başarısız olmasına şaşmamalı.

難怪他失敗了。

O, John haberi duyduğu için çok memnun olması gerektiğini söyledi.

她说约翰一定非常愿意听到这个消息。

Okuldaki sınıf arkadaşlarıyla arkadaş olması John'un sadece bir gününü aldı.

約翰只上了一天的學,就和班上的同學都成了朋友。

Ancak bu Florida sisteminin tekrar finansal olarak eksik olması anlamına geliyordu.

但这意味着佛罗里达的系统又出现了资金不足。

- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.

- 迟做总比不做好。
- 亡羊补牢。
- 迟到总比不到好。

Evlilik büyük bir şey olsa da, endişelenme, ne senin olması gerekiyorsa, senin olacak.

結婚雖然是很美好的事,但是不要著急,該是你的就是你的。

- Herhangi bir şey olması durumunda, derhal beni ara.
- Bir şey olursa hemen beni ara.

如果發生了甚麼事,馬上打電話給我。