Translation of "Ders" in Arabic

0.018 sec.

Examples of using "Ders" in a sentence and their arabic translations:

- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.

الدرس الأول سهل.

Eğer ders çalışırsa

وكان علي أن أساعدها لتحلم

Acı bir ders.

‫درس أليم.‬

Hatalarından ders almalısın.

يجب أن تتعلم من أخطائك.

Bana ders vermeyeceksin.

لا تقدّم لي دروسا.

öğrencilerinin ders dinlerken görüntüsünü

صورة للطلاب يستمعون للمحاضرة

Ders on ile başlayalım.

فلنبدأ بالدرس العاشر.

Bu iyi ders kitabıdır.

هذا كتاب جيد.

Ders on ile başlayacağız.

فلنبدأ بالدرس العاشر.

Evde ders çalışacak kalemim yok."

أنني لا أملك أقلام رصاص في منزلي لتأدية الواجبات."

Ama buradaki önemli ders şudur;

و لكن المهم هنا لنتعلمه

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

والدرس المهم هناك

Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:

الدرس الثاني هو ما يلي:

Öğrencilerim her zaman ders çalışırlar.

طلبتي يواظبون على الدراسة.

O bugün ders çalışmak istemiyor.

هو لا يريد الدراسة اليوم.

Bütün ders boyunca sinekleri saydı.

أمضى وقت الدّرس بأكمله و هو يحسب الذّباب.

Bu iyi bir ders kitabı.

هذا كتاب جيد.

Belki bundan bir ders çıkarırsın.

ربّما ستتعلّم درسا من ذلك.

ders işlediğim uzun günün bir akşamı

في مدرسة دنفر الابتدائية،

Ama onlardan üç belirgin ders aldım.

لكني لاحظت ثلاثة دروس مميزة علموني إياها.

Ama çıkarılacak bir başka ders var.

لكن هناك درس مستفاد آخر.

Fakat lisans ders içeriklerinin gereksinimleri yetersiz,

ولكن دون التشديد على متطلبات دراسة هذه المادة،

Ve ders verdiğim kenar mahallede yaşıyor.

وتعيش بنفس الحيّ الفقير الذي أدرس به.

Binlerce saat ders işlendi bile yahu

تم تدريس آلاف الساعات بالفعل

Ama konu çocuğunuza ders anlatmaya gelince

ولكن عندما يتعلق الأمر بإخبار طفلك بالدروس

ders alan NASA, Apollo uzay aracını

التعلم من الإخفاقات التي تسببت في حريق أبولو 1 ، أعادت ناسا تصميم

Sonra hızlı okuma, hitabet, ders çalışıyorum

بعدها كنت أدرس القراءة السريعة، وفن الخطابة،

Poutine size iyi bir ders verecek.

سيلقّنكم بوتين درسا لن تنسوه.

O gün bana değerli bir ders verdi.

وفي ذلك اليوم تعلّمت درسًا قيّمًا.

''En sevdiğin ders hangisi? Ne yapmak istersin?''

"ما هي المادة المفضلة لك؟ ماذا تريدين أن تعملي؟"

Ancak bunlar, çoğunlukla ders kitaplarından öğrenilen beceriler

لكن هذه المهارات تعلموها غالباً من الكتب المدرسية،

Yahu gayet verimli bir şekilde ders anlatılabiliyor

ياهو يمكن تعليمه بكفاءة عالية

Devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

لم تقل الدولة أن القوة تعلم هؤلاء المعلمين

Herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!

الجميع موجود للاستماع إلى الدرس!

- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.

عليك أن تدرس أكثر.

Sen ders çalışıyorken seni rahatsız etmemeye çalışacağım.

سأبذل جهدي ألا أزعجك وأنت تدرس.

Ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,

ودون أن أعلم، أصبحت أهم درس

Biz ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz

نحن جيل أخذ الكمبيوتر لأننا سوف ندرس

öğrencilerin ders dinlerken ki görüntüsü çok önemli zaten

صورة الطلاب أثناء الاستماع مهمة جدا

İbrahim Müteferrika dan bir gram ders almamışız yahu!

لم نأخذ درسًا بالجرام من إبراهيم متفريكة!

Ben az önce bu dönemin ders kitaplarımı aldım.

الآن حصلت على كتب هذا الفصل.

Sizler zaten hâlâ – ders bitmedi – ilkokul birinci sınıf öğrencisisiniz.

وأنتم مازلتم - الدرس لم ينتهي بعد - أنتم طلاب المرحلة الابتدائية.

Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.

‫لا تقلق، في المرة القادمة سننجح.‬ ‫تعلمنا الدرس جيداً.‬

Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.

أخذته معي إلى منضدة محكمة نيوآرك البلدية.

Her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef

للأسف ، لا نقول ما إذا كان ينبغي لنا أن نتعلم دروسًا من كل زلزال نعيش فيه.

Başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var

تبدأ درس واحد. كل مكالمة لها رقم

Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.

سألت توم ماري في ما إذا كان يمكنه استعارة كتاب دراستها الانجليزي.

Onun için orda olduğunu fark ettiğinde güçlü bir ders çıkarılmış oldu.

عندما أدركت أن الفصل بأكمله سيساندها مهما كانت الظروف.

Ki böylece ders çıkarıp kendilerinin en iyi ve faydalı hâllerine gelebilirler.

حيث يتعلّم الناس ويبذلون كل ما لديهم.

Biz babamıza annemize ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz unutmayın

لا تنس أننا جيل أخذ الكمبيوتر لأننا سوف ندرس والدنا وأمنا.

çocuğum ilk okula gitti bakın nasıl ders çalışıyor diye videosunu paylaşan

ذهب طفلي إلى المدرسة الأولى ، انظر كيف يعمل

Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.

وأعتقد أن هذا درس مهم لنا كمواطنين ومهندسين معماريين.

Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.

‫القاعدة الأساسية للسلامة، لا تهرب أبداً...‬ ‫لأن ذلك يُطلق محفزاً فطرياً لمطاردتك وإمساكك.‬

Ama sen bunları umursama ama çocuğun ders dinlemeye gelince vay benim çocuğumu kayıt ederler

لكنك لا تهتم بهم ولكن عندما يأتي طفلك للاستماع ، واو سوف يسجلون طفلي

Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

ما يعني أنك تستطيع استخدامها بحرية لكتاب تعليمي، أو لتطبيق حاسوبي، أو لمشروع بحثي، أو لأي شيء!