Translation of "Aile" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Aile" in a sentence and their arabic translations:

Aile ziyafet çekebilecek.

‫يمكن للأسرة الأكل.‬

Aile resimlerine baktığımızda,

بالنظر إلى صور أعضاء عائلتهم،

Leyla aile doktorumuzdu.

كانت ليلى طبيبتنا الأسريّة.

Ama aile gibi olduk.

أصبحنا عائلة.

Bir Aile Planlaması Merkezine,

أو شركة تقدم خدمات الصحة الإنجابية

Aile Türkler'de çok kutsaldır

الأسرة مقدسة للغاية في الأتراك

Watanabe benim aile adımdır.

واتانابي هو اسم عائلتي.

Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.

الأطفال مرآة للجو العائلي.

Bir aile toplantısı düzenledik.

عقدنا اجتماعا في الأسرة.

Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun

اعتقدت أن الأصدقاء، الجيران، العائلة ومجتمعي

Aile yadigarınız ne olursa olsun,

مهما كان إرثك،

Aile üyelerine yemeğin yerini gösteriyor.

‫ترشد بقية أفراد الأسرة إلى وجبة.‬

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

هنا، على سبيل المثال، لدينا عائلة في زمبابوي،

Birçok aile düzgün desteği olsaydı

لذا الأغلبية منهم عوائل من الممكن أن تعتني بهم

Ve aile yanı bakımı desteklemek.

وأن تصبح داعية للرعاية الأسرية.

Milyonlarca aile , okyanusta boğulacak ülkelerden

دولٍ ستغرق في المحيط بينها بلدانٌ هي الاكثر تهديداً

Derhal aile doktorunla görüşmeye gitmelisin.

- من الأفضل لك أن تزور طبيبك في الحال.
- يستحسن أن تذهب لرؤية طبيب العائلة حالاً.

Bu masadaki aile de hastalandı.

أصيبت العائلة الموجودة على هذه الطاولة أيضا بالمرض.

Fadıl mükemmel bir aile insanıydı.

كان فاضل رجل الأسرة المثالي.

Bir aile arıyorsun, değil mi?

أنت تبحث عن أسرة، أليس كذلك؟

İşçi sınıfı bir aile içinde büyüdüm

أنا نشأت في أسرة من الطبقة العاملة،

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

‫على الأسرة الاستمرار والعثور على المياه.‬

Bütün aile bir yürüyüş için dışarıda.

خرجت العائلة كلّها لتتمشّى.

İnsan ırkının kurtuluşu aile ile başlar.

انقاذ الجنس البشري يبدأ بالعائلة.

Tabii ki bu durum aile şereflerini lekeleyecekti.

لأن ذلك بالطبع سيجلب لهم العار.

Muktedir ve aile hayatına vâkıf valide yetiştirmek.

تنشئة أمهات قادرات مدركات لطبيعة الحياة الأسرية.

aile yabancılaşmasına en iyi aday olduğumuzu söylediler.

أخبرونا أننا الآن المسؤولون الأساسيون لتنافر العائلة.

aile bireylerim üç küçük cerrahi müdahale geçirdiler.

أجرى أفراد من عائلتي ثلاث عمليات جراحية بسيطة،

Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için

لأن هيكل الأسرة أقوى فينا

Sami ve Leyla'nın bir aile sırrı vardı.

كان سامي وليلى يخبّئان سرّا عائليا

Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.

فقد كان هناك عائلة مكونة من ثلاثة أفراد تعيش في الشارع،

özellikle de eğer aile üyelerini ve arkadaşları içeriyorsa.

خاصّة إذا اشتمل الاغتصاب أفراد العائلة والأصحاب.

Uzun kış gecesinde aile kurmak için mükemmel yer.

‫المكان المثالي لإنشاء أسرة جديدة‬ ‫خلال ليالي الشتاء الطويلة.‬

Iyi aile çocuğunda ise bambaşka bir eleştiri vardı

كان هناك انتقاد مختلف تمامًا في طفل عائلة جيد.

Üstelik onu evlatlık edinen aile zengin de değildi

علاوة على ذلك ، فإن الأسرة التي تبنتها لم تكن غنية

Olduğu için iktidardaki aile önünde ilişkilerini ilan etmeden

فتاةٌ سنيةٌ على عكس العائلة العلوية سنواتٌ من التعارف في

Leyla herkesin aile yetiştirmek istediği bir mahallede yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش في حيّ أين يودّ أيّ شخص أن ينشئ أسرة.

Aile olarak hem ekonomik hem de manevi yönden hırpalanıyorduk.

شعرت عائلتنا بالنكبة المالية والعاطفية.

Şimdi muhtaç durumda 20.000 aile kaldı, yani oran %0,5.

الآن لدينا 20 ألف عائلة فقيرة. أي 0،5 بالمائة.

Daha önce de söyledik aile Türk için çok önemli

العائلة التي قلناها سابقًا مهمة جدًا للترك

Ben Gazze'den Filistinli bir aile ile bir hafta geçirdim.

لقد قضيت أسبوعا مع أسرة فلسطينيّة من غزّة.

Yeni bir aile içinse gece farklı bir engel teşkil ediyor.

‫بالنسبة إلى أسرة جديدة،‬ ‫يمثل الليل تحديًا مختلفًا.‬

Burada hepiniz, ya bir arkadaşsınız ya da bir aile mensubu.

جميعكم هنا سواء أكان أحدكم صديقًا أو عضو أسرة،

23 Ocak günü Çin'de bir aile Wuhan'dan Guangzhou'ya seyahat etti.

بتاريخ ٢٣ يناير، سافرت عائلة في الصين من مدينة ووهان إلي مدينة جوانزو.

Birinci sınıfa giderken bir aile dostumuz bana bir tavsiyede bulundu

عندما كنت في الصف الأول، قدم لي صديق لعائلتنا نصيحة

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

‫لكن حاليًا،‬ ‫نجت تلك الأسرة من أطول ليل على كوكبنا.‬

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

الشكوك ، لدرجة أنه غادر إلى منزل عائلة زوجته في بافاريا.

Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman

أعتقد أنه يعتمد على ذاكرة العائلة ، والأشخاص الذين لا يعرفون القراءة والكتابة غالبًا ما يكون لديهم

Eşinin onun taklidini yapması ise, güzel örnek eğlenceli bir aile olmasının yanı sıra

إن تقليد زوجته ، بالإضافة إلى كونها عائلة ممتعة ، هو مثال جيد.

Ve bundan birkaç gün sonra yan masalarında oturan aile de belirtileri göstermeye başladı.

و بعد بضعة أيام أخرى، بدأت الأعراض تظهر على العائلة الي كانت تجلس في الطاولة المجاورة.

Aile işine katılma planları, ateşli bir cumhuriyetçi olan Suchet'in Lyon Ulusal Muhafızlarının süvarisine katılmasıyla

أجهضت الثورة الفرنسية خطط الانضمام إلى شركة العائلة ، عندما انضم سوشيت ،

Asmaa, iktidar çevresinde Al Akhras ve Al Dabbagh adında yeni bir aile isminin ortaya çıktığını duyurarak kamuoyuna

اسماء للعلن معلنةً عن ظهور اسم عائلةٍ جديدةٍ في دائرة الحكم هم