Translation of "üniversite" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "üniversite" in a sentence and their arabic translations:

Üniversite öğrencisiyim.

أنا طالبة في الجامعة.

Üniversite, alışveriş, müzik.

كلية وتسوق وموسيقى.

Üniversite güneye genişlerken

بينما كانت تتوسع الجامعة في الجنوب،

Bir üniversite kurmak.

أن أنشئ جامعةً.

Fadıl üniversite eğitimliydi.

لقد تلقّى فاضل تكوينا جامعيّا.

Üniversite öğrenimim çok pahalı.

- مصروفات الدراسة بكليتي غالية جداً.
- الدراسة بكليتي مكلفة جدًا.

Leyla bir üniversite öğrencisiydi.

كانت ليلى طالبة جامعيّة.

Sami, Ferit'in üniversite arkadaşıydı.

كان سامي صديق فريد في الجامعة.

Tom bir üniversite profesörüdür.

كان توم دكتور جامعي.

Ve takımın görevi üniversite hastanelerinde

وكانت مهمتنا هي بحث وتقييم،

Bunlar aynı üniversite de okudu

درسوا في نفس الجامعة

Kyoto'da çok sayıda üniversite var.

هناك العديد من الجامعات في كيوتو.

Bu üniversite ne zaman kuruldu?

متى أنشئت هذه الجامعة؟

Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.

- جمال عند موعد مع عميد الجامعة.
- جمال عنده موعد مع عميد الكلّيّة.
- لدى جمال موعد مع عميد الجامعة.
- لدى جمال موعد مع عميد الكلّيّة.

Sami bir üniversite diplomasına sahip.

كان سامي حائزا على شهادة جامعيّة.

Oğlu üniversite okuma çağına geldiğinde ise

عندما يكون ابنه في سن الكلية

Bu üniversite öğrencilerinin ufkunu açacağız, dedim.

وسنوسع آفاق هؤلاء الطلبة الجامعيين.

O bizim üniversite için bir onurdur.

لقد شرّفَت جامعتنا.

Sami hareketli bir üniversite kasabasında büyüdü.

نشأ سامي في مدينة جامعيّة نابضة بالحيويّة.

Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.

منحته الجامعة دكتورة فخرية

Dedim ki ''Ben üniversite öğrecisiyim, beni bilinçli

قلت: "أنا طالب جامعي، ستجعلني

Üniversite onu bir öğrenci olarak kabul etti.

قبِلته الكلية كطالبٍ.

1995'te, üniversite mezunu olmayan siyahilerin neredeyse çeyreği hapisteydi.

بحلول عام 1995 ربع الفئة الغير متعلمة كانت في السجن.

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

لذلك فليس لديّ بالضرورة اليوم نفس التساؤل بشأن التعليم

Ya da üniversite masraflarımın yarısının ödemesini yapan kız kardeşim

أو أختي التي دفعت جزءًا من نفقات دراستي الجامعية،

Yakın zamanda 18 yaşında bir üniversite öğrencisine ödev verdim.

مؤخراً أعطيت طالب جامعي بالثامنة عشر، حق الكلام.

Bir üniversite araştırması olan International Carbon Activity Tracker'a göre

ووفق منظمة تعقب نشاط الكربون الدولية دراسةٌ بحثيةٌ لجامعة

Leyla üniversite eğitimli olmasına rağmen hizmetçi olarak işe başladı.

بالرّغم من أنّ ليلى درست في الجامعة، تحصّلت على منصب شغل كخادمة.

Üniversite mezunu bile olmayan bir adam dünya tarihine yön verdi

الرجل الذي ليس خريجًا جامعيًا هو الذي شكل تاريخ العالم

Okul ve üniversite öğrencileri arasındaki örf ve adet nikahlı evliliklerin

والجامعات ارتفعت بشكلٍ كبيرٍ خلال العامين الماضيين لتبلغ

Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada

في الواقع ، لم يكن لدى عائلته ما يكفي من المال لدراسته في الجامعة.