Translation of "çoktan" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "çoktan" in a sentence and their arabic translations:

Çoktan ayrılmıştı.

لقد غار.

- Çoktan unutmuşsun.
- Çoktan unutmuşsundur.
- Zaten unutmuşsun.

لقد نسيت بالفعل

Evren çoktan yazdı.

التي كنت أخطط لكتابتها

Söylemişti bile çoktan

سبق أن قال

...erzaklarımız çoktan azalmıştı.

كانت تنقصنا التجهيزات فعليًا‏.

Çoktan yatma vaktini geçti.

لقد تجاوزت وقت نومك.

Son tren çoktan gitti.

إن القطار قد غادر.

Değiştiriyorsunuz. Ve biz bunu çoktan

وهذا ما أظهرته دراساتنا مؤخرا.

Neleri duymak istediğimi çoktan belirlemişti.

أسست بالفعل الأنماط التي أحب أن أسمعها.

E o zaman çoktan kıyametin

ثم عذابتك بالفعل

Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

عند وصولي للمدرسة كان الجرس رن.

Zihninizde çoktan bir resme sahip oluyorsunuz

فأنت تحمل بالفعل صورة في عقلك،

Külot mu? Külot şimdiye çoktan sönerdi.

‫سروال داخلي؟ لو استخدمته لكان قد انطفأ‬

Biz çoktan bölünmüşüz ocu, bucu diye

نحن منقسمون بالفعل

Bazıları ise Osmanlıyı çoktan unuttu bile

البعض نسي العثماني بالفعل

Saatin çoktan sekiz olması mümkün mü?

هل من الممكن أنها بالفعل الساعة الثامنة؟

Ve bana göre, örücüler bu dili çoktan bulmuşlar.

وبالننسبة لي، الحائكون وجدوا اللغة.

çoktan ölmeye başlayan NASDAQ borsasına steroit basarak harcadık.

لنضخ النشاط في بورصة نازداك التي كانت تحتضر.

Miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı

كان أقارب الموروث محاطين بالفعل بحمار الميراث

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

‫في هذا الوقت،‬ ‫تنام معظم سعادين المكاك طويلة الذيل.‬

Çinin Wuhan kentinde başlayan korona virüs tüm Dünya'ya çoktan yayıldı bile

وقد انتشر فيروس الهالة ، الذي بدأ في ووهان ، الصين ، بالفعل في جميع أنحاء العالم

Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.

لا، يستحيل أن أجمع ذلك المبلغ. لا أستطيع جمع مبلغ كهذا. كنت لأنفقه قبل أن يصل إلى جيبي.

Güney Kore'de hayat çoktan normale döndü bile. Çin'in Wuhan kentinde ne oldu biliyor musunuz?

لقد عادت الحياة بالفعل إلى طبيعتها في كوريا الجنوبية. هل تعرف ما حدث في ووهان ، الصين؟

- Tren çoktan hareket etti.
- Tren zaten yola çıktı.
- Tren ayrıldı bile.
- Tren gitti bile.

غادر القطار للتو.

Gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.

وأرى نفسي وقد زال شبابي. وشريكتي هي ملجئي من التوتّر، والعكس بالعكس.