Translation of "Rojas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Rojas" in a sentence and their turkish translations:

- Te traigo rosas rojas.
- Le traigo rosas rojas.

Sana kırmızı güller getirdim.

- Comí las manzanas rojas.
- Me comí las manzanas rojas.

Kırmızı elmaları yedim.

Sus mejillas estaban rojas.

Onun yanakları kırmızıydı.

Las manzanas son rojas.

Elmalar kırmızıdır.

Él quiere gafas rojas.

O kırmızı gözlük istiyor.

Ella tiene flores rojas.

Onun kırmızı çiçekleri var.

Las rosas son rojas.

Güller kırmızı.

Las cerezas son rojas.

- Kirazlar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızı renklidir.

Comí las manzanas rojas.

Kırmızı elmaları yedim.

Sus uñas son rojas.

Onun tırnakları kırmızıdır.

Nuestro equipo llevaba camisetas rojas.

Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.

Me gustan las rosas rojas.

Ben kırmızı gülleri severim.

Todas las manzanas son rojas.

Bütün elmalar kırmızıdır.

Me comí las manzanas rojas.

Kırmızı elmaları yedim.

Su habitación tiene paredes rojas.

Odasının kırmızı duvarları var.

¿Dónde tienen las carnes rojas?

Kırmızı etlerin nerede?

Las manzanas son rojas o verdes.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.

Compramos cinco kilos de manzanas rojas.

Beş kilo kırmızı elma aldık.

Me gustan mucho las frutas rojas.

Ben kırmızı meyveleri çok beğenirim.

La habitación estaba iluminada con luces rojas.

Oda kırmızı ışıklarla aydınlatıldı.

Vi al chico de las botas rojas.

Kahverengi ayakkabılı çocuğu gördüm.

¡Mi toalla está cubierta de hormigas rojas!

Benim havlum kırmızı karıncalarla kaplı!

- Él quiere gafas rojas.
- Quiere vasos rojos.

O kırmızı gözlük istiyor.

Hay muchas flores rojas en el jardín.

Bahçede birçok kırmızı çiçek var.

- Me gustan más las rosas blancas que las rojas.
- Las rosas blancas me gustan más que las rojas.

Ben beyaz gülleri kırmızı olanlardan daha çok severim.

Ahora necesitamos dos bolas rojas y un bolígrafo.

Birkaç malzeme daha gerek, iki kırmızı topumuz ve bir kalemimiz var.

Con el tiempo, las imágenes se volvieron rojas,

Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,

Los pastores tienen hormigas rojas Hay hormigas asesinas

çobanı var kırmızı karıncalar var katil karıncalar var

Él tiene manchas rojas en todo el cuerpo.

Vücudunun her tarafında kırmızı benekler var.

Las hojas empezaron a ponerse rojas y amarillas.

Yapraklar kızarmaya ve sararmaya başladı.

Hay algunas luces rojas parpadeando en la consola.

Konsolda yanıp sönen bazı kırmızı ışıklar var.

Los pimpollos se convirtieron en lindas rosas rojas.

Tomurcuklar güzel kırmızı güller oldu.

- Tengo muchas flores. Algunas son rojas y otras son amarillas.
- Tengo muchas flores. Algunas son rojas y otras amarillas.

Bir sürü çiçeğim var. Bazıları kırmızı ve bazıları da sarı.

- Esas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.
- Estas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.

¿Cuánto cuestan estos pantalones negros y estas camisas rojas?

- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?

Las hojas de los árboles se han puesto rojas.

Ağaçlardaki yapraklar kırmızıya döndü.

Estas hojas verdes se volverán rojas en el otoño.

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.

Las hojas de los árboles se ponen rojas en otoño.

Ağaçların yaprakları sonbaharda kırmızılaşır.

Estas hojas verdes se vuelven rojas o amarillas en otoño.

Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.

Hay muchas manzanas en la caja. Unas son rojas y otras son amarillas.

Kutuda çok sayıda elma var. Bazıları kırmızı, diğerleri sarıdır.

Los días y las noches son cada vez más fríos. Las hojas de los árboles pronto serán rojas y amarillas.

Gündüzler ve akşamlar gittikçe daha soğuk oluyor. Ağaçların yaprakları yakında kırmızı ve sarı olacaklar.