Translation of "Ladrar" in Turkish

¡Deja de ladrar!

Havlama!

- El perro empezó a ladrar.
- La perra empezó a ladrar.

Köpek havlamaya başladı.

Oí un perro ladrar a lo lejos.

Uzakta bir köpeğin havladığını duydum.

De repente, un perro empezó a ladrar.

Aniden bir köpek havlamaya başladı.

El ruido puso al perro a ladrar.

Gürültü, köpeği havlattı.

De repente el perro empezó a ladrar.

Aniden, köpek havlamaya başladı.

De repente, un perro se puso a ladrar.

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

Los perros le empezaron a ladrar a Tom.

Köpekler Tom'a havlamaya başladı.

El perro, en cuanto me vio, empezó a ladrar.

Köpek beni görür görmez, havlamaya başladı.

No puedo ladrar como un perro. Soy un gato.

Köpek gibi havlayamam. Ben bir kediyim.

Ella oyó a un perro ladrar a lo lejos.

O, uzakta bir köpek havlaması duydu.

- Él oyó que el perro ladraba.
- Oyó al perro ladrar.

Köpeğin havladığını duydu.

Tom entrenó a su perro a ladrar a los desconocidos.

Tom köpeğini yabancılara havlamaya koşullandırdı.