Examples of using "Daba" in a sentence and their turkish translations:
Şimşek gibi hızlı darbeler.
O oldukça korkutucuydu.
Ondan korktum.
Ondan korktum.
Ondan korktum.
Ondan korktum.
Ben Tom'dan korkuyordum.
Neredeyse seninle konuşmaya korkuyordum.
O, oraya gitmeye korkuyordu.
Büyük duygu belirtileri gösterdi.
O gerçekten korkutucuydu.
O, şikayetleri ile bizi huzursuz etti.
Atın eğeri üzerine çıkmaya korkmama rağmen
Ev hiçbir hayat belirtisi vermedi.
- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.
Okulda tarih dersi verdi.
Hiç zahmet olmadı.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
Tom onda iyiydi.
Fakat terapist seansı önceden planlamıyordu
ve bu bile tek başına büyük bir güçtü.
Tom'un Fransızca konuşabildiğini sorgusuz sualsiz kabul ettim.
O, her gün yürüyüş yaptığını söyledi.
Savaş barışa yol veriyordu.
sağlayan İskandinav savaşçılar tarafından terörize edilmişti .
Tom senin satrançta iyi olduğunu söyledi.
daha Anglo yüz hatlarına sahiptiler, ve daha öncelikli muamele gördüler
Arabasını sağa dönerken gördüm.
Sık sık düştüm ama asla vazgeçmedim.
Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.
Tom'un Mary'yi ne kadar çok özlediğini fark etmedim.
O yalnız seyahat etmekten korkuyordu.
Geri giderken başka bir arabaya çarptım ve onun alarmı çaldı.
Tom'un evinin bir anahtarını istedim ama o bana vermedi.
Eski lamba loş ışık verdi.
Tom'un flüt çalmada çok iyi olmadığını biliyordum.
Gözlerime inanamadım.
Tom'un flüt çalmakta bundan daha iyi olacağını düşündüm.
O, yalnız seyahat etmekten korkardı.
- Tom sap gibi ortadaydı.
- Tom kabak gibi ortadaydı.