Translation of "Broma" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Broma" in a sentence and their turkish translations:

- Fue una broma.
- Era una broma.

O bir şakaydı.

¡Que broma!

Ne şaka ama!

- Esta es una broma.
- Es una broma.

Bu bir şaka.

- Es simplemente una broma.
- Es sólo una broma.

O sadece bir şakadır.

Es una broma.

Bu bir şaka.

¿Es una broma?

Bu bir şaka mı?

No es broma.

Ben ciddiyim.

Están de broma.

- Onlar şaka yapıyor.
- Şaka yapıyorlar.

- Esto no es una broma.
- Esto no es broma.

Bu bir şaka değil.

- Esta no era una broma.
- No era una broma.

Bu bir şaka değildi.

- No era más que una broma.
- Sólo era una broma.

- Bu bir şakadan başka bir şey değildi.
- O sadece bir şakaydı.
- O, şakadan başka bir şey değildi.

- ¿Crees que estoy de broma?
- ¿Piensas que estoy de broma?

- Sence şaka mı yapıyorum?
- Dalga geçtiğimi mi düşünüyorsun.

Entenderán mejor esa broma.

olduğunuza bağlı.

Lo dije de broma.

Şaka ile öyle söyledim.

Solo es una broma.

O şakadan başka bir şey değil.

No es ninguna broma.

Bu bir şaka değil.

Sólo era una broma.

Bu sadece bir şakaydı.

¿Es eso otra broma?

O başka bir şaka mı?

Lo dijo en broma.

O onu şaka olarak söyledi.

Solo era una broma.

Sadece bir şakaydı.

Esta es una broma.

Bu bir şaka.

Todo era una broma.

Her şey bir şakaydı.

No cogí su broma.

Onun esprisini anlayamadım.

No entendí su broma.

Ben onun şakasını anlamadım.

No entiendo su broma.

Şakasını anlayamadım.

No es una broma.

Bu bir şaka değil.

"¡Esto debe ser una broma!"

"Şaka yapıyor olmalısın!"

Su broma no surtió efecto.

Onun şakası ilgi görmedi.

Esa broma no es graciosa.

Bu fıkra komik değil.

Esto no es ninguna broma.

Bu şaka değil.

- ¿Era broma?
- ¿Era un chiste?

Şaka mıydı?

Pensé que era una broma.

Ben bunun bir şaka olduğunu düşündüm.

¿Por qué contaste esa broma?

Neden bu fıkrayı anlattın?

Siempre acaba diciendo "era broma".

O, her zaman en sonda "Bu bir şakaydı!" der.

Me reí de su broma.

Onun şakasına güldüm.

Todo lo toma a broma.

O her şeyi hafifçe alır.

Él no entendió su broma.

O, onun şakasını anlamadı.

- Es simplemente una broma.
- Es sólo una broma.
- Sólo estoy bromeando.
- Solo bromeo.

Sadece şaka yapıyorum.

Esto es, por supuesto, una broma.

Bu da tabi işin espirisi

Él se rió de mi broma.

O benim şakama güldü.

Esto tiene que ser una broma.

Bu bir şaka olmalı.

Sé que no es una broma.

Bunun bir şaka olmadığını biliyorum.

- Es sólo una broma.
- Estoy bromeando.

Sadece şaka yapıyorum.

Espero que Tom estuviera de broma.

Tom'un şaka yaptığını umuyorum.

Tom dijo que era una broma.

Tom bunun bir şaka olduğunu söyledi.

¿Estás de broma o en serio?

Şaka mı yapıyorsunuz yoksa ciddi misiniz?

- Por favor, dime que esto es una broma.
- Por favor, dime que es una broma.

Lütfen bana bunu bir şaka olduğunu söyle.

- Es duro traducir una broma a otro idioma.
- Es difícil traducir una broma a otro idioma.

Bir fıkrayı başka bir dile çevirmek zordur.

Conté esa broma en prisión hace poco.

Yakın zamanda, bu şakayı hapishanede yaptım.

Su broma nos hizo reír a todos.

Onun şakası hepimizi güldürdü.

La broma fue a costa de Tom.

- Bu taş Tom'aydı.
- Şakanın muhatabı Tom.

Tom no se rio de mi broma.

Tom şakama gülmedi.

La broma de Ragnar fue sobre el rey Ella y la broma de Vöggr sobre el rey Hjorvard.

Ragnar'ın şakası Kral Ella üzerineydi ve Vöggr'ün şakası Kral Hjorvard'daydı.

¿Cómo pensé esa broma tan rápido bajo presión?

bu kadar baskı altındayken bu şakayı nasıl böyle çabuk buldum?

Mucho de esto era un poco en broma,

Tabii ki bunların çoğu şaka yollu ama

Supe, antes incluso de soltar mi primera broma,

ilk esprimi bile yapmadan önce

¡Seamos sinceros! Esa broma se trataba de mí.

Hadi dürüst olalım. O şaka benim hakkımdaydı.

Esta broma no tiene nada que ver contigo.

Bu şakanın seninle bir alakası yok.

Te aseguro que esto no es una broma.

Sizi temin ederim ki bu bir şaka değil.

Pensábamos que sus amenazas eran sólo de broma.

Onun tehdidinin sadece bir şaka olduğunu düşündük.

Tom se pasó de lanza con su broma.

- Tom'un şakası eşek şakasına döndü.
- Tom şakanın dozunu kaçırdı.

¿Piensas que todo esto es algún tipo de broma?

Bunların hepsinin bir tür şaka olduğunu mu düşünüyorsun?

Ignora lo que ha dicho. Era sólo una broma.

Onun söylediklerine takılma. Şakaydı sadece.

Ella te ha tomado el pelo. Es una broma.

Sadece senin bacağını çekti. Bu bir şaka.

"Fue una broma tan buena", dice, "bueno, te dejaremos ir".

"Çok güzel bir şakaydı" diyor, "peki, seni bırakacağız".

Es la broma más divertida que he escuchado alguna vez.

Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.

Tom ha dicho la misma broma más de diez veces.

Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.

Estamos en prisión y hago la broma sobre la luz roja,

Hapishanedeydik ve kırmızı ışık espirisini yaptım,

Que el tipo de al lado tenía que explicar la broma.

yanlarındaki adam şakayı açıklamak zorunda kaldı.

No tengas en cuenta lo que ha dicho, era una broma.

Onun dediğini boşverin, sadece bir şakaydı.

- No entendí el chiste.
- No entendí la broma.
- No caché la talla.

Ben fıkrayı anlamadım.

- ¿Es esto una broma?
- ¿Es esto un engaño?
- ¿Es esto una trampa?

Bu bir şaka mı?

- ¿Estás bromeando?
- ¿Me estás bromeando?
- ¿Estás de broma?
- ¿Estás jodiendo?
- ¿Estás de coña?

Dalga mı geçiyorsun?

No hables con tal desprecio contra las cosas santas, ni siquiera en broma.

Kutsal şeylere karşı şaka bile olsa bu kadar saygısızca konuşma.

- Creo que Tomás no entendió el chiste.
- Creo que Tomás no entendió la broma.

- Sanırım Tom şakayı anlamadı.
- Tom'un şakayı anlamadığını düşünüyorum.

En realidad, es la actitud práctica, y también el gusto por algún tipo de broma.

Bu aslında tavır ve bir tür şakadan hoşlanma meselesi.

Y la broma es en realidad sobre el rey Ella, porque hay un vocabulario de corral, cerditos

Ve şaka aslında Kral Ella hakkında, çünkü bu çiftlik sözlüğü, domuzcuklar

Un inglés, un belga y un holandés entran a un bar y se sientan en el mostrador. El cantinero dice, "Un minuto, ¿esto es una broma o qué?"

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"