Examples of using "¡sal" in a sentence and their turkish translations:
Hiç tuz kaldı mı?
Daha fazla tuz yok.
Dışarı gel.
Kalan tuz var mı?
Tuz attın mı?
Biz tuzla terbiyeleriz.
Hiç tuz kalmadı.
Tuz yok.
Tuzu bana uzat.
Hemen şimdi yola çık.
Ne kadar tuza ihtiyacın var?
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?
- Lütfen tuzu bana uzat.
- Bana tuzu uzat lütfen.
- Lütfen bana tuzu uzatırmısın?
- Tuzu bana uzat, lütfen?
- Tuzu uzatır mısın, lütfen?
- Bana tuzu uzatır mısın, lütfen?
- Bana tuzu ver, lütfen.
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?
Yataktan çık.
Yolumdan çekilin.
Hemen buradan çıkın.
Yolumdan çekil.
Gözüme gözükme.
Çimimden uzak dur.
Odamdan çık!
Bana tuzu verebilir misiniz?
Bana tuzu verir misiniz?
Derhal terk edin!
Mutfaktan çık!
Çorbaya daha fazla tuz koy.
Odayı terk et.
Çorbaya biraz daha tuz ekleyin.
Lütfen bana tuzu uzatır mısın?
Mary yemek pişirirken tuz kullanmaz.
ve dışarı çıkıp insanlarla buluş."
Çorbanın daha çok tuza ihtiyacı var.
Buraya gel.
O çorbada çok fazla tuz var.
Bana tuzu uzat lütfen.
Defol.
Derhal burayı terk et.
Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.
Lütfen tuzu bana uzat.
Tuzu uzat lütfen.
Çok fazla tuz katmayın.
Ben tuzsuz ekmek yerim.
- Bitirir bitirmez çık.
- Bitirdiğin gibi ortamı terk et.
Biraz daha tuz koyun.
Bana tuzu ve biberi uzat lütfen.
Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.
Çık lütfen!
Git!
Ben omletime tuz serpiyorum.
- Arabadan in.
- Arabadan çık.
Dışarı çıkıp mavi göklere bak.
Masanın altından dışarı çık!
Lütfen bana tuz ve biber ver.
Sudan çık.
Sadece buradan çık, tamam mı?
Defol.
Tat vermek için tuz ve biber ilave et.
Çimden uzak durun!
- Sen iyi ve dürüst bir insansın.
- Sen birinci sınıf insansın.
Tuz yararlı bir maddedir.
Bu salatada biraz tuz kullanılabilir.
Bu çorbada çok fazla tuz var.
Tuz ve biberle balığı çeşnilendirdim.
O, bana ona tuzu uzatmamı rica etti.
Tom Güvece çok çok fazla tuz koydu.
O, şekeri tuz sandı.
- Yanlışlıkla kahve fincanına tuz koydu.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.
Biraz daha tuz ilave edelim mi?
Etinin üzerine biraz tuz koy.
"Bana tuzu uzatın lütfen." "Buyurun."
Şekeri tuzla karıştırma.
O mağazada şeker ve tuz satıyorlar.
Şeker ile tuzu birbiriyle karıştırma.
Çimlerden uzak durun.
Benimkine fazla tuz koyma.
Yeni çıkan pod cihazlar nikotin tuzu içeriyor.
Tuz sezon yiyeceği için kullanılır.
Bizim sadece tuz ve biberimiz tükendi.
Tom yumurtasına biraz tuz koydu.
- Ofisimden çık.
- Ofisimden defol.
Bazen onun içine biraz tuz koyarım.
Yanlışlıkla kahvesine tuz koydu.
Arabamdan çık.
Evimden çık ve asla geri gelme.
Kötü şansları önlemek için tuz serpiyoruz.
Dostluk yaşam tuzudur.
Tuz kar eritmek için kullanılır.
Çabuk buradan dışarı çık!
Lütfen bana tuzu ve karabiberi uzatır mısın?
Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
Ete biraz tuz koyacağım.
O sık sık şekeri ve tuzu karıştırır.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.