Examples of using "услышав" in a sentence and their turkish translations:
Haberi duyduğuma şaşırdım.
Haberleri dinlerken gözyaşlarına boğuldu.
- Haberi işitince sarardı.
- Haberi işitince benzi sarardı.
- Haberi işitince benzi attı.
Haberi duyunca, herkes sessizdi.
Haberi duyduklarına şaşıracaklar.
O haberi duyduğunda gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.
Annem haberi duyunca sarardı.
Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyduktan sonra soldu.
O, fıkrayı duyunca kahkahaya boğuldu.
Onu duyduğumda ağlamaya başladım.
O, haberi duyduğunda sevinçten gözyaşlarına boğuldu.
O, haberde soğuk kanlılığını kaybetti.
Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.
Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
Haberi aldığı için beti benzi attı.
Üzücü haberi duyduktan sonra, o, gözyaşları içinde yıkıldı.
Onun hepsini dinledikten sonra, o ağladı.
O, haberleri duyduğu anda ayağa fırladı.
Haberi duyduğumda hayal kırıklığına uğramaktan kendimi alamadım.
- Heberi duyduğumda zevkten dört köşe oldum.
- Haberi duyduğumda çok sevindim.
Haberi duyunca bayıldı.
Gürültüyü duyduğunda Tom mutfağa gitti.
Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.
Bunu duyduğuna şok olacaksın.
Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.
- O, haberi duyduktan sonra mutluluktan havalara uçtu.
- Tom haberi duyduktan sonra çok mutluydu.
O haber duymaktan çok memnun olurdu.
Tom haberi duyduktan sonra yüksekten uçuyordu.
Eğer alarm duyarsan, yürü, koşma.
Onun onu duyduğuna mutlu olacağına eminim.
Hikayeyi duyduğumda neredeyse bayılıyordum.
Tom Mary'nin güvenli şekilde eve vardığını duyduğunda rahatladı.
Haberi duyunca panikledi.
Haberi duyduğunda solgunlaştı.
O şarkıyı duyduğumda bana bir çocuk olduğum zamanı hatırlattı.
- Küçük kız, anne ve babasının kesin bir boşanma hakkında konuştuklarını duyup, çok üzüldü.
- Küçük kız, anne ve babasının boşanma kararını duyup, çok üzüldü.
- Küçük kız, anne ve babasının nihai bir boşanma hakkında konuştuklarını duyup, çok üzüldü.
Tom Mary'nin bağırdığını duyduğunda döndü.
Tom Mary'nin güvenli şekilde eve vardığını duyduğunda rahatladı.
Onun İngilizce konuştuğunu duyan biri onu bir İngiliz zannedebilir.
Bunu duyduktan sonra neredeyse ölüyordum
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Haberi duyunca, benzi sarardı.
Haberi duyduğunda benzi sarardı.
Trajik haberleri duyduktan sonra, o yalnız kalmak için dışarı çıktı.
Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.