Examples of using "удовольствием" in a sentence and their turkish translations:
Büyük bir zevkle!
Zevkle.
Memnuniyetle, canım.
Evet, zevkle.
Büyük bir zevkle!
- Tabii, memnuniyetle.
- Elbette, memnuniyet duyarım.
Bize zevkle yardım etti.
Onlar şarkı söylemekten keyf aldı.
Zevkle yaparım.
O dondurma yemekten hoşlanır.
- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
Bunu zevkle yapacağız.
Vergi ödemekten hoşlanıyorum.
Keşke onunla tanışabilsem.
Biz onu büyük bir zevkle yaptık.
Zevkle okula gidiyorum.
Tom'la çalışmak gerçek bir zevkti.
Nehirde yüzmekten zevk aldık.
Ben çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.
Kesinlikle Tom'a yardım etmeyi severdik.
Rusça konuşmayı dinlemekten zevk alıyorum.
İşi zevkle karıştırmam.
Ben onu yapmaktan keyif alan tek kişiyim.
Şarkı söylemeni duymaktan her zaman zevk alıyorum.
Bütün erkekler kayaktan hoşlandı.
Öğretmen mezunlardan bazıları ile konuşmaktan zevk aldı.
Seninle dans etmek istiyorum.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
Ben yüzmenin tadını çıkardım.
Yapabilirsem sana yardımcı olmaktan memnun olurum.
Partiden sonra ortalığı toparlamak kolay değildi.
Eğer istiyorsan sana zevkle yardım ederim.
Kız kardeşini görmek istiyorum.
Bir şey içmek istiyorum.
Memnuniyetle lahana turşusu yerim.
Bir bardak soğuk bira istiyorum.
Kız kardeşini görmek istiyorum.
Mary her zaman Tom'un şiirsel mektuplarını okumaktan büyük zevk aldı.
- Tom ve Mary'nin ikisi de basketbol oynamaktan hoşlanırlar.
- Hem Tom hem de Mary basketbol oynamaktan hoşlanıyorlar.
Diğer insanların zevkle cevap vereceği sorular sorun.
Bu filmi tekrar izlemek istiyorum.
yazan büyük bir tabela olsun.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
- Ben çalışmayı seviyorum.
- Çalışmayı seviyorum.
Daha iyi bir fikri olan varsa dinlemek isterim.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
Blogunu güncellemeyi neden bıraktın? Okumayı hep dört gözle beklemiştim.
İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Ben dağlarda yürümekten hoşlanırım.
Film o kadar iyiydi ki onu tekrar görmek istiyorum.
Zamanım olsaydı, ben sizi büyük bir zevkle ziyaret ederdim.
Tom Mary ile iskambil oynamaktan her zaman hoşlandığını söylüyor.
Tom, Mary için çalışmaktan hoşlandı.
Tom Jackson'un yeni romanı çok iyi yazılmış ve onu okumaktan zevk alacağınızdan eminim.
Bunu yapmayı seviyorum.
Onunla birlikte çalışmak istiyorum.
Seninle seve seve plaja giderdim ama bugün vaktim yok.
Tom'la tanışmak istiyorum.
Seve seve gelirim, bu öğleden sonra bir planım yok.
Gitmek istiyorum ama gidemiyorum.
Seninle plaja gitmek isterim ama bugün vaktim yok.
İçecek bir şey istiyorum.
Seninle gitmek istiyorum ama gidemiyorum.
Bu eski arabadan kurtulmayı çok isterim.
Muhtemelen benimle çıkmak istemediğini biliyorum ama ben seninle çıkmak istiyorum.
Gitmek isterim ama henüz zamanım yok.
Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.