Examples of using "тяжёлой" in a sentence and their turkish translations:
Bob, çok çalışmaya alışkın.
Mary şiddetli depresyon belirtileri gösteriyor.
Tom zor işe alışkın.
Çok çalışmaya alışkındır.
Sıkı çalışmaya alıştım.
Tom zor işten korkmuyor.
Çanta büyüktü ve dahası ağırdı.
Çok çalışma yanlısı değilim,
Ben sadece ağır bir hastalık atlattım.
Bu tür zor işe alışkın değilim.
Fadıl, Leyla sayesinde ciddi bir depresyondan çıktı.
hayat çok zordu, her geçen gün zorlaşan bir mücadeleydi.
Kutu çok ağırdı fakat onu taşımayı başardı.
Son üç haftadır inatçı bir soğukla savaşıyorum.
Çanta taşınmayacak kadar çok ağırdı.
Kutu o kadar ağırdı ki onu taşıyamadım.
Zor iş kimseyi öldürmedi. Ama risk almak neden?!
Zor işten dolayı çok yorgunum.
Çanta taşıyamayacağım kadar çok ağırdı.
Aslında ağır astımlı hastam sessizken daha çok risk altında oluyor.
Çanta benim tek başıma taşıyamayacağım kadar çok ağırdı.
Zor işe alışkın değilim.
- Tom zor bir durumu hafife aldı.
- Tom zor bir durumu küçümsedi.
O, zor işe alışkındır.