Examples of using "стараюсь" in a sentence and their turkish translations:
Cesur olmaya çalışıyorum.
Sessiz olmaya çalışıyorum.
- Yaşamaya çalışıyorum.
- Maçı idare ediyoruz.
Ben sıkı çalışıyorum.
Ben her zaman kibar olmaya çalışıyorum.
Ben sadece dikkat ediyorum.
Onu önlemeye çalışıyorum.
Ben sözlerimi tutmaya çalışıyorum.
Sağlıklı yiyecek yemeye çalışıyorum.
İngilizce öğrenmeye çalışıyorum.
Deniyorum.
- Ben Tom'u atlatmaya çalışıyorum.
- Ben Tom'dan kaçınmaya çalışıyorum.
Doğru beslenmeye çalışıyorum.
Ben ağlamamaya çalışıyorum.
Üzülmemeye çalışıyorum.
İyi uyumaya çalışıyorum.
Herkesi memnun etmeye çalışıyorum.
Olumlu tutmaya çalışıyorum.
Görülmemeye çalışıyorum.
Yardımcı olmaya çalışıyorum.
Gülmemeye çalışıyorum.
Öksürmemeye çalışıyorum.
Esnememeye çalışıyorum.
Dikkat çekmemeye çalışıyorum.
Ben her zaman modaya uygun kıyafetler giymeye çalışırım.
- O konuda düşünmemeye çalışıyorum.
- Bununla ilgili düşünmemeye çalışıyorum.
Adil olmaya çalışıyorum.
Yalnızca sağlıklı gıdaları yemeye çalışırım.
Onun hakkında düşünmemeye çalışıyorum.
Elimden geleni yapıyorum.
Ben sadece samimi olmaya çalışıyorum.
Sadece nazik oluyorum.
Daha fazla sebze yemeye çalışıyorum.
Ben her zaman dürüst olmaya çalışıyorum.
Hep iyimser kalmaya çalışırım.
İyi bir örnek ayarlamaya çalışıyorum.
Ben her zaman başkalarına yardım etmeye çalışırım.
Ben her zaman nazik davranmaya çalışırım.
Ben her zaman adil olmaya çalışırım.
Her zaman dakik olmaya çalışırım.
Ben her zaman evde yemek yemeye çalışırım.
Günde bir kilometre yüzmeye çalışıyorum.
Sadece onun hakkında düşünmemeye çalışıyorum.
Sadece meşgul tutmaya çalışıyorum.
Çok harcamamaya özen gösteriyorum.
İşi ve zevki ayrı tutmaya çalışırım.
Sosyal olmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Her gün biraz yapmayı deneyeceğim.
Ben zihnimi bu konuya kapatıyorum.
Ben her zaman başka insanlara yardım etmeye çalışırım.
Her zaman yedek bir plan yapmaya çalışıyorum.
Ani hareketler yapmamaya gayret ediyorum.
Ben sadece iyi bir baba olmaya çalışıyorum.
Sadece iyi bir anne olmaya çalışıyorum.
- Seni keyiflendirmeye çalışıyorum.
- Sizi keyiflendirmeye çalışıyorum.
- Seni neşelendirmek için uğraşıyorum.
- Sizi neşelendirmek için uğraşıyorum.
Ondan kaçınmaya çalışıyorum.
Doğru olan bilgileri size aktarmaya çalışıyorum
Ben akşam sekizden sonra asla yemek yemeye çalışmam.
Bunu haftada bir kez yapmaya çalışırım.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.
Günde bir tane elma yemeye çalışıyorum.
Tom'u neşelendirmeye çalışıyorum.
Elimden geleni yapmadığımı düşünüyor musun?
Onun hakkında çok fazla düşünmemeye çalışıyorum.
İngilizce öğrenmeye çalışıyorum.
Her gün yeni bir şey öğrenmeye çalışıyorum.
Acele ederken buradan karşıya geçmemeye çalışıyorum.
Üzülmemeye çalışıyorum.
Ben ağırdan almaya çalışıyorum.
Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.
Ben şimdi dikkat çekmemeye çalışıyorum
Tom'u çok fazla düşünmemeye çalışıyorum.
Her yemekten sonra dişlerimi fırçalamaya çalışıyorum.
aslında nasıl oynandığını hatırlamak için hafızamı çok zorluyorum
İhtiyacımdan fazla kağıt kullanmamaya çabalıyorum.
Her gün Fransızca bir şey okumaya çalışıyorum.
Her gün en azından beş kilometre yürümeye çalışıyorum.
Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.
Ben karanlıktan sonra mezarlık tarafında yürümekten kaçınmaya çalışıyorum.
İş ve özel yaşam arasındaki dengeye ulaşmak için çabalıyorum.
Adalet mücadelemde yapmaya çalıştığım ilk şey
Benim Japon şiltemi haftada en az iki kez havalandırmaya çalışırım.
Ne yaparsam yapayım onun telefon numarasını hatırlamıyorum.
Ben herkesi mutlu etmeye çalışmam.
Hâlâ oraya mümkün olduğunca sık gidiyorum.
Her gün en az bir saat egzersiz yapmaya çalışıyorum.
Ne kadar uğraşsam da Tom'u uyandıramıyorum.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım bunu onun yapabildiğinden daha iyi yapamam.
İyi bir ilk izlenim vermeye çalışıyorum.
Benim iki yaşındaki oğlum onu beslemeye çalıştığım sağlıklı yiyeceğin bazısını yemeyecek.