Examples of using "размножаются" in a sentence and their turkish translations:
Fareler hızla ürerler.
Tavşanlar hızla ürerler.
Bakteri alkolde çoğalmaz.
Onlar tavşanlar gibi çoğalıyorlar.
Bakteriler alkolde üremeyecekler.
Bazı hayvanlar kafeste tutulduğunda yavrulamazlar.
Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
Tanrı Nuh'a, "Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık" dedi, "Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, verimli olsunlar ve yeryüzünde çoğalsınlar."