Examples of using "невеста" in a sentence and their turkish translations:
Gelin aniden güldü.
Nişanlınız nerede?
Gelin mutluluk saçıyordu.
O, onun nişanlısı.
Mary benim nişanlım.
Ben Tom'un nişanlısıyım.
Mary Tom'un nişanlısıdır.
Beklenmedik bir şekilde, gelin gülmeye başladı.
Onun nişanlısı zaten evli.
O, bir gelin gibi giyindi.
Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
İşte gelin geliyor!
Beyaz giyinmiş kız benim nişanlımdır.
Mary'nin en sevdiğim film "Prenses Gelin"dir.
Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı.
Tom bana Mary'nin onun nişanlısı olduğunu söyledi.
Tom bana Mary'nin onun nişanlısı olduğunu söylememişti.
Gelin alçaltılmış gözlerle ve ona bakan herkesle odaya geldi.
Sen şimdiye kadar gördüğüm en güzel gelinsin.
Gelin ve damat yüzüklerini takınca herkes onları alkışladı.
Kutsal kentin, yeni Yeruşalim'in gökten, Tanrı'nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi.