Examples of using "камеру" in a sentence and their turkish translations:
Lanet kamerayı kapat!
Bir kamera almanın bir faydası yok.
bak kamerayı açayım mı?
üzerine mezar odası yaptır
Kameranı nerede tamir ettirdin?
Kameramı çaldırdım.
Tom bir web kamerası aldı.
Geçenlerde bir kamera aldım.
Kamerayı çok istiyor.
O bir güvenlik kamerası kurdu.
Tom bir hücreye konuldu.
- Ben kameramı kaybettim.
- Fotoğraf makinemi kaybettim.
Tom bir güvenlik kamerası kurdu.
Kameranı ortadan kaldır.
Kameraya bakma.
Tom bir kamera getirmedi.
Gardiyanlar Tom'un hücresini aradı.
- Fotoğraf makinesine gülümseyin lütfen!
- Kameraya gülümseyin lütfen.
O bir hücreye konuldu.
Ben bir web kamerası aldım.
Ona kameramı gösterdim.
Kameramı ne zaman ortaya çıkarsam bana yardımı olur
Onu koyduktan sonra GoPro'mu kuruyorum,
Tom Mary'nin kamerasını çalmış olabilir.
Kameramı ona ödünç verdim.
Tom kamerasını Mary'ye ödünç verdi.
O, oğluna bir kamera satın aldı.
Tom gözetleme kamerasını fark etmedi.
Tom güvenlik kamerasını işaret etti.
Tom çok pahalı bir kamera satın aldı.
Tom Mary'ye güzel bir kamera aldı.
O, Japonya'dayken kamera aldı.
Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.
Bu kamera bana amcam tarafından verildi.
Sanırım yeni bir kamera almamın zamanıdır.
Tom 300 dolara bir fotoğraf makinesi aldı.
Daha önce hiç kayda alınmamış bir davranış.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
Kameraya da hiç alınmamıştır.
bu mezar odasına yılda iki dafa güneş girsin
Gülümseyin, kameradasınız.
Polis, Tom'un oturma odasında bir gizli kamera buldu.
Bir kamera getirmeyi unutma.
Onun iyi bir kamerası var.
Bana başka bir kamera göster.
Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.
ve kamera karşısına geçip bunları size aktarıyorum
onay verirlerse kamerısını ve mikrofonunu öğretmen açabiliyor
Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.
O bana önceki gün aldığı kamerayı gösterdi.
Geçen gün ben bir kamera satın aldım.
300 doların yukarısında bir kamera alamam.
Tom Mary'ye kamerasını ödünç verdi.
Benim kameramı yalnız bırakın.
- Bu kamerayı dün aldım.
- Bu kamerayı dün satın aldım.
- Bu fotoğraf makinesini dün aldım.
O kamerayı satın almak için bir on dolara daha ihtiyacın var.
Birisi kameramı bozdu.
Güneş battıktan sonra bu kumsalda olanları kimse kaydetmemişti.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...
siz izin vermedikçe de kimse sizin mikrofonunuzu ve kameranızı açamıyor
Bozuk kamerayı buldum.
Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.
Bana iyi bir kamera tavsiye edebilir misiniz?
Senin aldığın kameranın aynısını aldım.
Senin sahip olduğun kameranın aynısını aldım.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
- Bu kamerayı 35,000 yene aldım.
- Bu kamerayı 35,000 yene satın aldım.
- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.
Bu kamerayı 25,000 yene aldım.