Examples of using "жаре" in a sentence and their turkish translations:
Sıcağa alıştım.
Tom sıcaklığa alışkın.
Ben sıcağa alışkındım.
Bu ısıya alışık değilim.
Bu tür sıcaklığa alışkınım.
- Sıcağa alışkındım.
- Ben sıcağa alışkındım.
Isıya karşı çok duyarlıyım.
Ben zaten yaz sıcağına alışkınım.
Bu tür sıcaklığa alışkın değilim.
Bu çöl sıcağında, zaman çok önemlidir.
Çantamda bulunan şekerleme sıcakta eridi.
Bu sıcakta et fazla dayanmaz.
Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.
Bunu güneş ışığında bırakabilirsiniz
Tom, bu tür sıcak havaya alışkın olmadığını söyledi.
İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.
Bu sıcakta işe yürüyerek gitmek kötü bir fikir.
Bu kadar sıcak olduğunda canım bir şey yapmak istemiyor.
İyi işti! Ama yılan zehri bu sıcakta çok dayanmaz.
Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.
Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.
Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.
Ve aşırı yaz sıcağında uzun yürüyüşler adamlarına ağır bir yük vermeye devam etti.
Tom bu tür sıcak havaya alışkın değil.