Translation of "вызов" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "вызов" in a sentence and their turkish translations:

Это вызов?

Bu bir meydan okuma mı?

Это вызов.

Bu meydan okumadır.

- Я принимаю твой вызов.
- Я принимаю ваш вызов.

İtirazını kabul ediyorum.

- Это был ошибочный вызов.
- Это был ложный вызов.

Yanlış çağrıydı.

- Мы принимаем твой вызов.
- Мы принимаем ваш вызов.

Meydan okumanızı kabul ediyoruz.

бросает вызов миру

tüm dünyaya meydan okuyor

Я принимаю вызов!

Meydan okumayı kabul ediyorum!

Я люблю вызов.

Meydan okumayı severim.

Я принял вызов.

Düelloyu kabul ettim.

Это был вызов.

O bir meydan okumaydı.

Это огромный вызов.

Bu büyük bir meydan okuma.

Том принял вызов.

Tom meydan okumayı kabul etti.

Каждый вызов — возможность.

Her zorluk bir fırsattır.

Я принимаю этот вызов.

O meydan okumayı kabul ediyorum.

Том бросил Мэри вызов.

Tom, Mary'ye meydan okudu.

Это будет настоящий вызов.

Bu ilginç bir meydan okuma olacak.

Эта задача — настоящий вызов.

Bu mesele gerçek bir sorundur.

Изобретатели бросали вызов старым догмам.

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

Я хочу бросить вам вызов.

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

Вот мой вызов для вас.

O yüzden isteğim şu:

и бросили вызов самим себе —

ve kendimizi zorladık:

Это почти бросило вызов Америке

Amerika'ya adeta meydan okuyordu

Я чувствую, что готов принять вызов.

Meydan okuma için hazır hissediyorum.

Я имею в виду, они бросают вызов силе тяжести,

Yani, yerçekimi kuvvetine karşı koyuyorlar.

До сих пор нам не удалось адекватно отреагировать на вызов.

Şimdiye kadar, müdahalemiz yeterliliğin yakınından dahi geçmedi.

У Тома хватило глупости, чтобы бросить Мэри вызов в шахматах.

- Tom Mary'yi bir satranç oyununa davet edecek kadar aptaldı.
- Tom satranç oyununda Mary'ye meydan okuyacak kadar aptaldı.

который, в его глазах, выставил его глупым перед императором. Сульт проигнорировал вызов.

gösteren Mareşal Soult ile bir düello yapmak istedi . Soult meydan okumayı görmezden geldi.

стратегии и никогда не бросал вызов Наполеону и не противоречил ему, кроме как в вопросах логистики.

dayanıyordu: Stratejiyi tasarlamada hiçbir rol oynamadı ve Napolyon'a lojistik ayrıntılar dışında asla meydan

Что в конечном итоге поражает меня в образе мышления викингов, так это не столько вызов перед лицом

Sonunda Viking zihniyetiyle ilgili beni etkileyen şey , ölüm karşısındaki meydan okuma değil

Он сказал, что я был здоров и занимаюсь спортом в течение многих лет, и он бросил вызов вирусу

Ben yıllardır sağlıklıyım ve spor yapıyorum dedi ve virüse meydan okudu

В Европе с мобильника можно сделать экстренный вызов по номеру 112 без СИМ-карты и денег на счету.

Avrupa'da 112 numaralı acil telefon numarasını bir SIM kart veya kontör olmaksızın bir cep telefonundan arayabilirsiniz.