Examples of using "владеет" in a sentence and their turkish translations:
İnternetin sahibi kim?
Tom'un bir pizzacısı var.
Tom'un iyi bir Fransızca iletişimi var.
Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.
Dük bir sürü arazi tutuyor.
O, iyi derecede İngilizce iletişimine sahiptir.
O, bu toprağın sahibidir.
Tom bu araziye sahip.
O, Japoncada akıcıdır.
- O, Fransızca konuşabilir.
- O Fransızca konuşabiliyor.
Tom bu binanın sahibi.
Tom büyük bir konağa sahip.
- Tom'un bir hırdavat dükkanı var.
- Tom'un bir nalbur dükkanı var.
- Tom'un bir donanım mağazası var.
Arkadaş edinme sanatını bilir.
Tom gölün yanında bir eve sahip.
Tom çok kârlı bir şirkete sahiptir.
- Benim sekreterim iyi derecede İngilizce bilmektedir.
- Benim sekreterim iyi bir İngilizce hakimiyetine sahiptir.
Bilgiye kim sahipse o kazanır.
Tom Boston'da bazı mülke sahip.
O çok değerli bir kol saatine sahip.
Tom bir araba bayiliğine sahiptir.
Tom Fransızcada çok iyidir.
Tom el işinde çok yeteneklidir.
Jim kızlarla arkadaşlık yapma sanatını biliyor gibi görünüyor.
Tom Fransızca konuşabilir.
- Tom içinde yaşadığım yapıya sahip.
- Tom yaşadığım binanın sahibidir.
Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.
İngilizcede yeterliyse, onu işe alırım.
Kız kardeşin hem İngilizce hem de Fransızca'ya hakimdir.
Tom o iş için yeterli becerilere sahip değil.
Tom, British Virgin adalarında bir paravan şirkete sahip.
Yabancı, anadiliymiş gibi Japonca konuşuyor.
Bu villanın sahibi kimdir?
Bu evin sahibi kimdir?
Tom bana iki elini de aynı ustalıkta kullanabildiğini söyledi.
Babamın bir restoranı var.
O Farsçada yeterli.
Onun annesi İtalyanca bilir.
Tom çok yönlüdür ve sol elinin yanı sıra sağ elini de eşit olarak kullanabilir.
O beş dil konuşuyor.
O Japonca konuşabilir.
Tom'un iyi olduğu tek spor tenistir.
O İngilizce konuşur.
Tom Fransızcayı mükemmel bir şekilde konuşur.
Erkek kardeşim çok yönlüdür.
Tom bana iki elini de aynı ustalıkta kullanabildiğini söyledi.
Sanırım Tom iki elini de eşit olarak kullanabiliyor.
O benim dilimi konuşmuyor.
Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.
Tom Fransızcada yeterli.
O ne Fransızca ne de Almanca bilir.
Tom'un Park Street'te bir restoranı var.
Şu evin sahibi kim?
Çok iyi Rusça konuşan birini tanıyorum.
Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.
İzlanda başbakanı Sigmundur David Gunnlaugsson, karısının bir offshore yatırım şirketi sahibi olduğu ortaya çıktıktan sonra istifa etti.
Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.