Examples of using "Эмили" in a sentence and their turkish translations:
Emily şekerlemeleri sever.
Benim adım Emily.
Emily bir öğrencidir.
Emily İngilizdir.
Emily evde.
Sen Emily'sin.
Emily ve Kate arkadaştır.
Emily şaşırmıştı.
Emily müzik dinliyordu.
Emily soğanlardan nefret eder.
Emily yükseklikten korkar.
Emily tuvaletlerden nefret eder.
Emily cümleyi yazdı.
Emily benim kız arkadaşım.
Emily susamış.
Emily örümceklerden korkar.
Emily bir mektup yazdı.
Emily bir soru sordu.
Emily bir kitap okudu.
Emily bir portakal yedi.
Emily bir elma yedi.
Emily yüzebilir.
Emily bir mektup yazıyor.
Emily, Avustralya vatandaşıdır.
Emily kimdir?
Emily güzel bir elbise giyiyor.
Emily anne babasını ziyaret edecek.
Emily cips yiyor.
Emily'nin parası yok.
Emily benim en iyi arkadaşım.
Emily ve Melanie İngilizdirler.
Emily'nin mavi gözleri var.
Emily nasıl?
Emily Yunanca öğrenmek istiyor.
Emily örümceklerden korkmaz.
Emily bana bir soru sordu.
Emily'nin sözlüğü var mı?
Emily'ye aşık oldum.
Emily'nin kahverengi saçları var.
Emily'nin güzel bir yüzü var.
Emily elektrik mühendisi olmak istiyor.
Emily onu Melanie'ye söyleyecek.
Emily bir paket cips satın aldı.
Emily bu sabah Paris'ten ayrılıyor.
Emily soruyu doğru yanıtladı.
Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.
Emily odasına gitti.
- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.
Emily Yunan diline aşık.
Emily ödevini yapıyor.
Emily bana oldukça cana yakın davranıyor.
Emily asla yüzüme tokat atmaz.
Emily'nin çeşitli ülkelerden arkadaşları var.
Emily konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.
''Emily'nin evreni'' dediğim zihniyetten bakınca durum şöyle.