Translation of "Слухи" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Слухи" in a sentence and their turkish translations:

- Слухи быстро распространяются.
- Слухи быстро распространились.

Söylentiler hızla yayıldı.

ходят слухи

bazı söylentiler var

Ходят слухи.

Söylentiler dolaşıyor.

Это слухи.

Bu bir söylenti.

Слухи безосновательны.

Söylentilerin aslı astarı yok.

- Я слышал слухи.
- До меня дошли слухи.

Söylentiler duydum.

- Он распускает ложные слухи.
- Он распространяет ложные слухи.

O yanlış söylentiler yayıyor.

Ходят странные слухи.

Tuhaf söylentiler dolaşıyor.

Слухи оказались верными.

- Söylentiler gerçekti.
- Söylentiler doğru çıktı.

Это просто слухи.

Bu sadece bir söylenti.

Пресса подтвердила слухи.

Basın söylentileri doğruladı.

Актриса опровергла слухи.

Aktris söylentileri yalanladı.

слухи сбиты с толку

söylemleri ortalığı karıştırdı

В воздухе витают слухи.

Ortalıkta dolaşan söylentiler var.

Слухи, должно быть, правдивы.

Söylenti doğru olmalı.

Я думаю, слухи правдивы.

- Sanırım söylenti gerçek.
- Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.

Она распространяет ложные слухи.

O yanlış söylentiler yayıyor.

Вы слышали последние слухи?

En son söylentileri duydun mu?

Кто распустил эти слухи?

Bu dedikoduyu kim yaydı?

Циркулировали слухи о поражении.

Yenilgi söylentileri dolaşıyordu.

Ходили слухи о поражении.

Yenilgi söylentileri dolaşıyordu.

- Ходят слухи, что его уволили.
- Ходят слухи, что он был уволен.
- Ходят слухи, что его выгнали с работы.

Onun kovulduğuna dair söylentiler var.

- Я рад, что слухи оказались неправдой.
- Я рад, что слухи не подтвердились.

Söylentilerin doğru olmadığına memnun oldum.

Я боюсь, что слухи верны.

Ne yazık ki söylenti doğru.

Том распускает о Мэри слухи.

Tom Mary hakkında söylentiler yaymaya başladı.

- Я слышал слухи о Томе и Мэри.
- Я слышала слухи о Томе и Мэри.

Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.

Эти слухи не могут быть правдой.

Söylenti doğru olamaz.

Слухи о её смерти оказались ложными.

Öldüğü söylentisi yalanmış.

Насколько я знаю, эти слухи неправда.

Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değil.

Ходят слухи, что они собираются пожениться.

Evlenecekleri söylentisi dolaşıyor.

Я не обращаю внимания на слухи.

Dedikodulara kulak asmam.

Я знаю, кто распускает эти слухи.

Ben bu söylentileri kimin yaydığını biliyorum.

- Том не подтвердил и не опроверг эти слухи.
- Том ни подтвердил, ни опроверг эти слухи.

Tom söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı.

Ходят слухи, что он уйдёт в отставку.

Onun istifa edeceği söylentileri var.

Ходят слухи, что она нашла новую работу.

Onun yeni bir iş bulduğuna dair söylentiler var.

Мэри распространяла ложные слухи о родителях Кейт.

Mary Kate'in ebeveynleri hakkında yanlış söylentiler yaydı.

Не обращайте на это внимания, это только слухи.

Boş ver. Sadece bir söylenti.

О нас ходили слухи, но они были неправдой.

Hakkımızda söylentiler vardı ama gerçek değillerdi.

- В округе ходят разговоры.
- В округе гуляют слухи.

Ortalıkta bir geyik dönüyor.

Ходят слухи, что жена Тома за него не голосовала.

Tom'un karısının ona oy vermediği şeklinde söylentiler var.

и когда ходят слухи, что Россия помогла Трампу на выборах,

bir de üzerine Rusya'nın seçimlerde Trump'a yardım ettiği söylentileri ortaya çıkınca

Слухи о том, что они скоро поженятся, распространились тут же.

Onların evleneceği söylentisi hemen yayıldı.

- Люди любят сплетничать.
- Люди любят посплетничать.
- Народ любит распускать слухи.

İnsanlar dedikodu yapmaktan hoşlanır.

Ходят слухи, что эта фирма собирается объединиться с какой-то американской компанией.

Şirketin bir Amerikan şirketi ile ilişki kuracağı söylentileri var.

Ходят слухи, что византийцы также спрятали здесь свое золото, но оно пока не найдено.

Bizans'ın altınlarını da buraya sakladığı rivayet edilir fakat henüz buna rastlanılmadı

- Это всего лишь слух.
- Это всего лишь слухи.
- Это всего лишь молва.
- Это всего лишь сплетни.

Bu sadece bir söylenti.

Они заявили, что слухи об их разводе полная ерунда. Но ведь дыма без огня не бывает.

Onlar kendilerinin boşanması hakkındaki iftiraların tamamen yalan olduğunu beyan ettiler. Fakat rüzgar esmezse ağaç devrilmez, değil mi?