Translation of "Segundo" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Segundo" in a sentence and their turkish translations:

- Aguardem um segundo.
- Esperem um segundo.
- Espere um segundo.

Bir saniye bekle.

- Esperem um segundo.
- Espere um segundo.
- Espera um segundo.

Bir saniye bekle.

Tom não esperou nem mais um segundo segundo.

Tom bir saniye daha beklemedi.

Só um segundo

bir saniye ama

Espere um segundo

bir saniye yahu

Então um segundo

O zaman bir saniye

Só um segundo.

Bir saniye müsaade et.

- Segundo set, Krajicek servindo.
- Segundo set, Krajicek vai sacar.

İkinci set, Krajicek servis atacak.

Ei, espere um segundo.

Hey, bir saniye bekle.

Desculpai-me um segundo.

Bana bir saniye izin verin.

Relaxe por um segundo.

Bir saniye sakinleş.

Você tem um segundo?

Bir saniyeniz var mı?

- Tom esteve aqui há um segundo.
- Tom estava aqui há um segundo.
- Tom estava aqui faz um segundo.

Tom bir saniye önce buradaydı.

- Você deve agir segundo a lei.
- Tens de agir segundo a lei.

Yasalara uymak zorundasın.

Ok, agora um segundo, mas

Şimdi tamam bir saniye ama

Você pode esperar um segundo?

Bir saniye bekleyebilir misin?

Tom tem um segundo emprego.

Tom'un ikinci bir işi var.

Espere aqui um segundo, ok?

Bir saniye burada bekle, tamam mı?

Tom hesitou por um segundo.

Tom bir an için tereddüt etti.

Ele chegou em segundo lugar.

O, ikinci sırayı aldı.

- Batizaram-no Roberto, segundo o pai.
- Batizaram-no de Roberto, segundo o pai.

Ona babası gibi Robert ismini verdik.

Na altura, era o segundo aniversário

O sırada Che Guevara'nın ölümünün

Segundo o xamanismo, é uma tradição.

Şamanizm'e göre ise bir gelenektir

Segundo o Islã, depois dos mortos

İslamiyet'e göre ölünün arkasından

Essa pessoa, Trump! mas um segundo

o kişi Trump! ama bir saniye

Enrola-o numa fração de segundo.

Bir saniyeden az sürede geri sarıyor.

Segundo ela, ele é um covarde.

Ona göre o bir korkak.

Eu estarei contigo em um segundo.

Bir saniye içinde sizinle birlikte olacağım.

Nós vamos terminar em um segundo.

Bir saniye içinde hazır olacağız.

Posso falar com vocês um segundo?

Sizinle bir saniye konuşabilir miyim çocuklar?

Posso falar com você um segundo?

Bir saniye seninle konuşabilir miyim?

O Tom chegou em segundo lugar.

Tom ikinci sırada geldi.

Segundo a tradição, Homero era cego.

Geleneğe göre, Homer kördü.

O elevador parou no segundo andar.

Asansör ikinci katta durdu.

A biblioteca fica no segundo andar.

Kütüphane ikinci katta.

Sou um estudante do segundo ano.

Ben ikinci sınıf öğrencisiyim.

A cozinha fica no segundo andar.

Mutfak ikinci katta.

- Eu ensino inglês para o segundo ano.
- Eu dou aulas de inglês para o segundo ano.
- Eu ensino inglês a turmas do segundo ano.

İkinci sınıflara İngilizce öğretirim.

Eu Iria enfrentar a discriminação, segundo ele.

Ona göre yine de ayrımcılığa uğrayacaktım

Segundo a TV, fará tempo bom hoje.

TV'ye göre bugün hava güzel olacak.

Bob a lembra: "6 pence por segundo".

"Saniyede altı peni" Bob ona hatırlatıyor.

Posso falar com você por um segundo?

Seninle bir saniye konuşabilir miyim?

Nunca duvidei disso nem por um segundo.

Bundan bir an şüphe etmedim.

Eu poderia falar com você um segundo?

Seninle biraz yalnız konuşabilir miyim?

Nós podemos falar com você um segundo?

Seninle bir saniye konuşabilir miyiz?

Hoje é o segundo dia do mês.

Bugün ayın ikinci günü.

Deixe-me falar com você um segundo.

Seninle bir saniye konuşayım.

Segundo os jornais o indivíduo finalmente confessou.

Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.

Fevereiro é o segundo mês do ano.

Şubat yılın ikinci ayıdır.

Fadil era o segundo de quatro irmãos.

Fadıl dört erkek kardeşin ikincisiydi.

- Um segundo é a sexagésima parte de um minuto.
- O segundo é a sexagésima parte do minuto.

Bir saniye dakikanın altmışta biridir.

- Eu não lembro como o segundo verso começa.
- Eu não me lembro de como começa o segundo verso.

İkinci dizenin nasıl başladığını hatırlayamıyorum.

Segundo o Islã, ensinar Mevlüt depois dos mortos

İslamiyetin göre ölünün arkasından mevlüt okutmak

Um segundo ou este exemplo também é dado

bir saniye ya bu örnek çok verilir

Não existe uma grande lacuna em um segundo?

Bir saniye arada büyük bir uçurum yok mu?

Espere um segundo; eu voltarei rápido. Não desligue!

Biraz bekle, hemen döneceğim. Telefonu kapatma!

Segundo meu professor, eu sou um bom aluno.

Öğretmenime göre ben iyi bir öğrenciyim.

Segundo Tom, Mary é uma fera na cama.

Tom'a göre, Mary yatağında çılgın.

- Só espere um momento.
- Espere só um segundo.

Sadece bir süre bekleyin.

Segundo Tom, Jane se casou o mês passado.

Tom'a göre Jane geçen ay evlendi.

- Segundo ele, sim.
- De acordo com ele, sim.

Ona göre, evet.

Eu só precisei do Tom por um segundo.

Sadece Tom'a bir dakika ihtiyacım vardı.

Os seus problemas financeiros começaram no segundo semestre.

Onların mali sorunları, yılın ikinci yarısında başladı.

Tom foi o segundo melhor rebatedor da equipe.

Tom ekibin ikinci en iyi vuruş oyuncusuydu.

Você não tem o segundo volume dessa obra?

O eserin ikinci cildine sahip değil misin?

Segundo os italianos, os tradutores são uns traidores.

- İtalyanlara göre tercümanlar hain.
- İtalyanlara göre çevirmenler haindirler.

Por um segundo pensei que eu ia morrer.

- Bir saniyeliğine öleceğimi sandım.
- Bir saniye boyunca öleceğimi düşündüm.

Eu não te vejo desde o segundo grau.

Ben liseden beri seni görmedim.

Os animais comportam-se segundo os seus instintos.

Hayvanlar içgüdüsel olarak hareket eder.

Tom e Mary estão esperando seu segundo filho.

Tom ve Mary ikinci çocuklarını bekliyor.

Segundo o rastreador, a Dana está mesmo por perto.

Bakalım, bu takip cihazına göre Dana kesinlikle yakınlarda.

De acordo com o Alcorão, segundo Karun Torá, Corá

Kuran'a göre Karun Tevrat'a göre Korah

Um segundo. Vamos parar aqui esta descrição do livro

bir saniye. Burada duralım bu kitap tanımı

Segundo esses dados, o apocalipse está muito próximo agora.

bu verilere göre belkide kıyamet artık çok yakın

O futebol era jogado na China no segundo século.

Futbol ikinci yüzyılda Çin'de oynanıyordu.

Segundo o jornal, houve um terremoto ontem à noite.

Gazeteye göre, dün gece bir deprem olmuş.

É verdade que você é professor do segundo grau?

- Lise öğretmeni olduğunuz doğru mu?
- Lise öğretmeni olduğun doğru mu?

Saturno é o segundo maior planeta do Sistema Solar.

Satürn güneş sisteminde ikinci en büyük gezegendir.

Segundo os médicos de Tom, sua condição é incurável.

- Tom'un doktorlarına göre, onun durumu tedavisi imkansız.
- Tom'un doktorlarına göre onun durumu çaresiz.
- Tom'un doktorlarına göre onun durumu düzelmez.

Setenta porcento dos britânicos não falam um segundo idioma.

İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.

Eu estava no corredor do segundo andar do hospital.

Hastanenin ikinci katında koridordaydım.

No segundo andar, você pode encontrar o tesouro de Karun

İkinci katında Karun hazinesi bölümünü bulabilirsiniz

Segundo o jornal, houve um grande incêndio na noite passada.

- Gazeteye göre dün gece büyük bir yangın vardı.
- Gazeteye göre, dün gece büyük bir yangın vardı.

O segundo livro tem mais erros do que o primeiro.

İkinci kitapta birincikinden daha fazla hata var.

Na primeira página do segundo capítulo há muitas palavras novas.

İkinci bölümün ilk sayfasında birçok yeni sözcük var.

A luz viaja a cerca de 186.000 milhas por segundo.

Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla yol alır.

Segundo a mitologia, Prometeu roubou dos deuses o fogo sagrado.

Mitolojiye göre Prometheus tanrılardan gelen kutsal ateşi çaldı.

Então não diga se este é o primeiro ou o segundo

yani bunun birincisi ikincisi mi olur demeyin olur

Segundo o Islã, de acordo com as regras estabelecidas por Allah.

İslamiyete göre Allah'ın koyduğu kurallara göre

Segundo o Islã, algum tempo depois que os mortos foram enterrados

İslamiyet'e göre ölüler gömüldükten bir süre sonra

Segundo o xamanismo, os antigos turcos entraram em uma floresta estrangeira

Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken

Um segundo ou esta é a produção de eletricidade que conhecemos

bir saniye ya bu bildiğimiz elektrik üretimi

Segundo um boato, ele paga à esposa US $ 250.000 em compensação.

bir rivayete göre karısına 250 bin $ tazminat ödüyor

Segundo a literatura, é suposto os polvos serem uma espécie noturna.

Kaynakların dediğine göre, ahtapotlar gececil canlılar.

A Argentina é o segundo maior país da América do Sul.

Arjantin, Güney Amerika'daki en büyük ikinci ülkedir.

A Líbia é o segundo maior país no norte da África.

Libya, Kuzey Afrika'daki en büyük ikinci ülkedir.

Kerala, pelo segundo ano consecutivo, está enfrentando inundações em alguns distritos.

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

Segundo o vidente, eu supostamente fui um príncipe em outra vida.

Falcıya göre, ben başka bir hayatta sözde bir prenstim.

Ambas as palavras podem ser usadas segundo livre escolha dos usuários.

Her iki kelime, kullanıcıların serbest seçimine göre kullanılabilir.