Examples of using "Gostava" in a sentence and their turkish translations:
Beni severdin, değil mi?
Bu oyunu beğendim.
O oyunu beğenmedim.
- Tony'yi sevdim.
- Ben Tony'yi sevdim.
Bu oyunu sevmiyorsun.
- Beni sevdin mi?
- Beni beğendin mi?
Tom atları seviyordu.
Tom resim çizmeyi sevdi.
- Eskiden yüzmek hoşuma giderdi.
- Eskiden yüzmeyi severdim.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
Bunu burada sevdiğini düşündüm.
O, okulu sevmiyordu.
Tom işini beğendi.
O, düşünceyi beğenmedi.
Daha fazla paramız olsa, isterdim.
Tom beyzbolu sevmezdi ki.
Buraya gelmekten hoşlanırdım.
Tom annesini sevmiyordu.
Ben seni çok severdim.
Ben Tom'u çok severdim.
Aynştayn keman çalmayı seviyordu.
O, kocasından hoşlanmadı.
Tom satranç oynamayı seviyordu.
O kitabı sevdim.
O, kocasını sevmiyordu.
Cezalandırılmak hoşuna gitmedi.
Ben resmi mektup yazmaktan hoşlanmadım.
- Tom yağmurdan hoşlandığını söyledi.
- Tom yağmuru sevdiğini söyledi.
Tom karda oynamayı seviyordu.
O, onunla birlikte olmaktan hoşlanırdı.
Tom karı sevdiğini söyledi.
Tom ödevi sevmedi.
Yapmayı en sevdiğim şey buydu.
Ondan hoşlanmadığını açıkladı.
O, ilk önce atı beğenmedi.
Tom'un bilmeceleri sevdiğini düşünüyordum.
Tom bana Mary'yi sevip sevmediğimi sordu.
Tom bir çocukken yüzmeyi severdi.
Tom'u sevdiğimi söylemedim.
Ben sadece Tom'dan hoşlanıyormuş gibi davrandım.
Tom bana çikolatayı sevip sevmediğimi sordu.
Tom, Mary'nin piyano çalışını dinlemekten hoşlandı.
O zaman biradan hoşlanmadım.
Ben de gerçekten Tom'u sevdim.
Tom, senin beyzboldan hoşlandığını söyledi.
Tom'un beni sevdiğini söyledin.
Ondan hoşlanmadım.
Tom gerçekten Fransızca çalışmayı sevmiyordu.
Fadıl sosyal medyada olmayı sevdi.
Fadıl başkalarının duygusal acılarından keyif alıyordu.
Tom Mary'ye ondan hoşlandığını söyledi.
- Boston'da yaşamayı sevmemiştim.
- Boston'da yaşamak hoşuma gitmemişti.
Tom bana yağmurdan hoşlandığını söyledi.
Tom okula gitmekten hoşlanmadı.
Tom'un caz sevdiğini bilmiyordum.
O, Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu.
Tom gençken yüzmeyi severdi.
Matematiği sevip sevmediğimi sordu.
Basketbolu sevdiğini bilmiyordum bile.
Tom'un benden hoşlanmadığını biliyordum.
Başta onu sevmemiştim ama şimdi seviyorum.
Hiç kimse Tom'u sevmiyordu.
Tom muhtemelen şarap sevdiğimi sandı.
Tom muhtemelen Boston'u sevdiğimi düşünüyordu.
Tom Mary'nin ondan hoşlanmama nedenini bilmek istiyordu.
Tom bana köpekleri sevdiğini söyledi.
Tom artık Mary'den hoşlanmadığını söyledi.
Tom'a ondan hoşlanmadığımı söyledim.
Bay Grey işinden hoşlanmıyordu.
Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.
Tom o zaman Mary'den hoşlanmıyordu.
Tom Mary'nin yemek pişirmeyi sevdiğini bilmiyordu.
Köpekleri sevdiğini bilmiyordum.
- Tom, çocukken köpekleri sevmiyordu.
- Tom, bir çocukken köpekleri sevmiyordu.
Keşke biri bana bunda yardım etse.
Tom'un voleybol oynamayı sevdiğini bilmiyordum.
Tom'un Mary'den hoşlandığını bilmiyor muydun?
Tom bana kedileri sevmediğini söyledi.
Tom bana Mary'yi sevdiğini söyledi.
Tom bilimi sevip sevmediğimi sordu.
Hafta sonunda tenis oynamayı sevdim.
Gerçek şu ki, Ellen seni dünyalar kadar sevdi.
Önceleri onu sevmezdim fakat şimdi seviyorum.
Bana Hindistan hakkında hikayeler anlatırdı.
Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
İlk başta onu sevmedim ama şimdi seviyorum.
Tom'u uzun saçlı olarak daha çok seviyordum.
Ben gençken adımı beğenmezdim.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
Tom işinden hoşlanmadığını söyledi.
Tom bana Boston'da çalışmayı sevdiğini söyledi.
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
Tom daha gençken okulu sevmiyordu.
Okul oyunlarımda oynamaktan hoşlanmadım.
Tom'un hoşlanmadığı pek çok şey vardı.