Translation of "Espada" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Espada" in a sentence and their turkish translations:

- Estou amolando a minha espada.
- Estou afiando a minha espada.
- Estou afiando minha espada.

Ben kılıcımı keskinleştiriyorum.

Saque sua espada.

Kılıcını çek.

- Quero uma espada como essa!
- Quero uma espada assim!

Böyle bir kılıç istiyorum!

- Chris brandiu sua espada!
- Chris balançou a sua espada!

Chris kılıcını salladı!

Eu quero uma espada!

Bir kılıç istiyorum!

É uma bela espada.

Bu güzel bir kılıç.

Eu não tenho uma espada.

Bir kılıcım yok.

Mataram-no com uma espada.

O, bir kılıçla öldürüldü.

Minha espada é minha vida.

Kılıcım yaşamımdır.

Onde está a minha espada?

Kılıcım nerede?

Maria deu a espada a Tom.

Mary Tom'a kılıç verdi.

Tom limpou o sangue da espada.

Tom kılıcındaki kanı sildi.

Esta espada tem uma estranha história.

Bu kılıcın tuhaf bir tarihi var.

- Dá-lhe uma espada para que não seja morto.
- Dá-lhe uma espada para que não seja morta.

Ona bir kılıç ver bu yüzden o öldürülmeyecek.

Dá a ele sua espada para jurar lealdade.

ona bağlılık yemini etmesi için kılıcını verir.

A caneta é mais forte que a espada.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür.

Novamente eles estavam ensinando como usar um escudo de espada

yine kılıç kalkan kullanmayı öğretiyorlardı

No final ele comete suicídio jogando-se sobre sua própria espada.

Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.

Tenente, minha paciência é mais curta do que a minha espada.

Teğmen, benim sabrım kılıcımdan daha kısadır.

A lenda diz que ele recebeu sua espada das mãos dos próprios deuses.

Efsane, onun, kılıcını tanrıların kendi ellerinden aldığını söyler.

Um golpe com uma palavra fere mais fundo que um golpe de espada.

Bir kelime ile gelen bir darbe, bir kılıçla gelenbir darbeden daha derin vurur.

Hardrada se atirou no auge da luta, sem armadura, empunhando a espada com as

Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle

- Tom está entre a cruz e a espada.
- O Tom está em grande perigo.
- O Tom está entre a cruz e a caldeirinha.

- Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı.
- Tom bir kaya ve sert bir yerin arasında sıkıştı.